Otomobil bizim hassas yönümüz. Otomobili seviyoruz, sahipleniyoruz ve genel toplum anlayışının aksine ona ulaşım aracından çok daha büyük bir değer veriyoruz. Devletimiz de bunu biliyor ve yüksek vergi oranlarıyla otomobil almayı daha da değerli hale getiriyor. Çünkü otomobil sevdasının peşinden koşanlardan vergi toplamak büyük mükelleflerden vergi toplamaktan çok daha kolay. Yerel pazarın ciddi sınırları olunca endüstri de büyümekte zorlanıyor. Mesela Tofaş, yani ülkemizin en büyük otomotiv üreticilerinden biri, 1971’de başladığı otomobil üretiminde 1 milyonuncu aracını üretimin 23. yılında 1994’te, 2 milyonuncu aracını üretimin 32. yılında 2003’te banttan indirdikten sonra büyük bir atılımla 5 milyonuncu ürününü geçtiğimiz günlerde banttan indirmeyi başardı. Dahası bugün 450 binlik kapasitesinin 384 bin adetlik kısmını kullanıyor, 10.000 çalışana sahip ve hem yıllık üretim hem de yıllık ihracat rekorlarını elinde tutuyor. Bu bizim için büyük dünya içinse küçük bir adım. Peki bunca engele rağmen Tofaş bugüne nasıl geldi? Buyurun önce kısa bir Tofaş tarihçesi…

– Tofaş’ın kuruluşu Temmuz 1968’de gerçekleşti.

– Bursa’daki fabrikanın temelleri Nisan 1969’da atıldı.

– İnşaat Şubat 1971’de tamamlandı ve üretim başladı. Çalışan sayısı 700 ve üretim kapasitesi yıllık 20 bin adet. (Bilgi olsun, geçtiğimiz yıl Türkiye’de 38 binden fazla Egea satıldı.)

– İlk model, Fiat’ın 124 modelinin Tofaş markası altında üretilen versiyonu; Murat 124. 4 diskli çift devreli fren sistemi, 65 HP güç üreten motor, güçlü geri gidiş farı, Türk tüketicisinin aradığı her şey…

– Aralık 1973’te 50.000’inci Murat 124 üretildi.

– Mayıs 1976’da Fiat 131’in Tofaş versiyonu olan Murat 131 üretimine başlandı.

– Aralık 1976’da Murat 124 üretimi bitirildi, toplam 134.867 adet Murat 124 üretildi. 124 daha sonra Serçe adı altında tekrar üretildi.

– 1981’de meşhur Kuş Serisi ortaya çıktı, 131’in Şahin, Kartal ve Doğan olarak adlandırılan 3 versiyonu üretilmeye başlandı. Kuşları çok sevdik, onlar da bizi çok sevdi.

– Üretim kapasitesi 1984’te 35 bine yükseltildi ve kademeli olarak 1990’da 100 bin adede kadar çıktı.

– Fiat Tempra ve dijital gösterge tablosu Bursa’da üretilmeye başlandı.

– 1994’te Fiat Uno’nun üretimine başlandı

– 1995’te büyük ölçekli ihracat, Tempra ile başladı.

– 1996’da Türkiye Gümrük Birliği’ne girdi ve oyun değişti, artık pazarda gerçek rakipler var.

– 1999 yılında Marea ve Brava üretimleri başladı.

– 2000 yılı muhtemelen Tofaş için en önemli dönüm noktalarından biri; Fiat’ın binek araçlarının en kötü döneminde hafif ticari Doblo üretimi başladı.

Bu linkteki interaktif Tofaş tarihçesine göre 2000’li yıllardaki en önemli gelişmelerden biri 2005’te Alfa GT’nin satışa sunulması olmuş, ajansta bir Alfisti var!

Bugünse Tofaş gerçek bir dev;

– 10 bin çalışana, 450 bin adetlik kapasiteye sahip.

– Doblo ve türevleri Fiat, Opel, Vauxhall ve RAM markaları altında, Fiorino ve türevleri de Fiat, Peugeot ve Citroen markaları altında, Egea da Fiat ve Dodge markaları altında üretiliyor. Yani Tofaş tek çatı altında 7 farklı marka için üretim yapıyor.

– Ar-Ge merkezi dünyada Tipo, ülkemizdeyse Egea olarak bilinen kompakt sınıf ailesinin geliştirme aşamasına büyük katkıda bulundu, belki bunun daha doğru söylemi diğer ar-ge bölümlerinin Tofaş’a katkıda bulunduğu olabilir.

Bu vesileyle Tofaş’ın Bursa’daki fabrikasında küçük bir tur atma imkanı bulduk. Aslında bu ikinci Tofaş turumuzdu ve büyük bir tesadüf eseri bir önceki turumuz Linea’nın ikinci yılına denk gelmişti, bu seferkiyse Egea’nın ikinci yılında oldu. Anlayacağınız iki nesil arasında fabrikanın ne kadar değiştiğine de şahit olmuş olduk. Temel olarak fabrikanın çalışan sayısıyla birlikte otomasyonu da artmış. Yani hem daha fazla insan hem de daha fazla robot çalışıyor. İki ziyaretimiz arasında fabrikanın görüntüsü, ağır sanayi tesisinden laboratuvara dönüşüm gibi olmuş. Güncel haliyle fabrika o kadar steril görünüyor ki el değmeden hijyenik ürün üretiliyor deselerdi inanırdık. Özellikle kaynak bölümünde birbirinden bir kaç cm uzakta çalışan robotların yaptığı hassas işçilik ve montaj hattında bir tane bile fazladan malzeme bulundurulmaması etkileyici görüntüler sunuyor. Montaj hattında üretilen her araç için gereken parçalar bir robot tarafından araca kilitleniyor ve tüm bir hat boyunca ilgili istasyonda ilgili parçalar araca takılıyor.

Turun sürprizi ar-ge bölümündeydi. Tofaş ülkemizde sermayesine göre en yüksek ar-ge yatırımlarını yapar üreticilerden biri. Bu yatırımlar sayesinde araçların geliştirilme aşamasındaki pek çok farklı koşul kapalı ortamlarda sağlanabiliyor. Biz bunları biliyorduk ama daha önce devasa ses laboratuvarına ya da emisyon testlerini yapıldığı alana girme şansımız olmamıştı. Bu iki alanda hem araçların ses üretim ve izolasyon karakterlerinin ince ayarları yapılıyor hem de emisyon uyumluluk testleri yapılıyor. Yakın zamanda uygulamaya sokulacak ve muhtemelen dizellerin mezarını kazacak olan gerçek yaşam emisyon testleri de Tofaş tarafından deneme aşamasında.

Aşağıdaki fotoğraflarda, önce fabrikanın bugünkü halini sonraysa bugüne gelmesini sağlayan ürünleri görebilirsiniz.

TofasTarih019 TofasTarih022 TofasTarih021 TofasTarih020 TofasTarih024 TofasTarih005 TofasTarih008 TofasTarih002 TofasTarih009 TofasTarih016