Otomobilli hayat gitgide rahatlaşıyor. Eskiden 3 anahtar içinden doğru olanı bulup kilide yerleştirip kapıyı açmamız ve gerekirse diğer kapıları da içeriden uzanarak açmamız gerekirdi. Bugünse cebimizden anahtarı çıkartıp bir düğmeyle tüm kapıları açmayı zahmetli buluyoruz. Ve ukalalık yapmayacağız, anahtarsız giriş ve çalıştırma sistemleri bizim de favori donanımımız. Ne yazık ki bu sistemler bünyesinde büyük bir risk barındırıyor.

Öncelikle sistemin işleyişinden kısaca bahsedelim. Yüzeysel olarak; araçtaki algılayıcılar anahtarın yaydığı sinyalleri arıyor ve doğru sinyal doğru seviyede elde edilirse kapıların açılıp motorun çalıştırılmasına imkan tanıyor. Sinyalin doğru seviyede olması çok önemli, böylece örneğin akaryakıt istasyonunda aracınızın yanında dikilirken birisi sürücü koltuğuna oturup motoru çalıştıramıyor. Motor ancak anahtar aracın içindeyse çalışıyor. Yani üreticiler bütün önlemleri almış gibi. Fakat Alman yol yardım şirketi ADAC’nin yaptığı testler bu tabloyu doğrulamıyor. Basit bir sinyal yükseltici ile anahtardan gelen sinyaller yükseltilip aracın kapılarını açmak ve motorunu çalıştırmak mümkün. Üstelik bu bir-iki modelin sorunu değil, neredeyse tüm üreticilerin bu tür sistemleri kullanan tüm modellerinin ortak sorunu.

Dahası bu iş öyle Görevimiz Tehlike tarzı yüksek teknoloji de gerektirmiyor. ADAC’nin uzmanları piyasadan topladıkları 100 Euro’luk malzemeyle, çalışan bir sinyal yükseltici yapmayı başarmış. Aracınızın çalınması bir sorun ama böyle bir hırsızlık durumunda başka riskler de ortaya çıkabiliyor. Araç sinyal yükselticiyle çalışıyor ve yakıtı bitene kadar da çalışmaya devam ediyor ama motor bir kere durdu mu bir daha çalıştırılamıyor. İşin kötüsü hırsızlar aracı terkedip gittiklerinde geride hırsızlığa dair en ufak bir iz bırakmayabiliyor. Yani ne kapılarda ne de kontakta bir zorlama izi yok, çünkü araç zaten anahtarından gelen sinyalle çalıştı. Bu noktada eğer siz çalıntı araç ihbarı yaparsanız sigorta dolandırıcılığıyla ya da araç bir suça karıştıysa da suç ortaklığıyla suçlanabilirsiniz.

Bu sorun daha çok apartmanların alt katlarında yaşayıp aracını evine çok yakın park edenler ya da daha çok müstakil evlerde yaşayanları tehdit ediyor. Sinyalin yükseltilmesinden sakınmanın bir kaç yolu var ama bunlar biraz garip. En rahat kullanılacak olanı anahtarın metal bir kutuda saklanması ama bu da sinyalleri tam olarak engellemiyor. Anahtarı alüminyum folyo ile sarmak iyi bir çözümken kesin kurtuluş için anahtarı buzdolabında tutmak gösteriliyor. Tabii eğer üzerinde gerçek metal yüzeyler varsa buz gibi anahtarın pantolon cebinde pek iyi hisler vermeyeceği de bir gerçek.

ADAC üzerine düşen görevi yapmış ve üreticileri riskler konusunda uyarmış. Üreticiler de bu duruma tepki verip daha güvenli anahtar sistemleri üzerinde çalışmaya başlamış.

ADAC’nin yaptığı testle ilgili değerlendirmenin tamamını bu linke tıklayarak okuyabilirsiniz.