Dacia umulandan fazlasını ya da azını sunmadığı için seviliyor. Yani beklentileri karşılıyor ve fazla beklenti de yaratmıyor. Ne yazık ki bu durum o kadar iyi ki büyük markaların canını sıkabilecek kadar büyük başarı yaratabilir. bu nedenle Dacia ürün gamında derin boşluklar bulunuyor. Mesela otomatik şanzıman.
İnanması güç ama Dacia pazarda otomatik şanzımanı hiçbir şekilde sunmayan bir kaç üreticiden biri. Fakat bu durum değişti, tam olarak olmasa da yarı yarıya. Çünkü Renault gelen yüksek talebi gözardı etmekten sıkılmış olmalı ki Dacia Sandero Stepway’de kullanılması için bir otomatikleştirilmiş manuel şanzıman sunmaya karar verdi. Anlayacağınız tork konvertörlü ya da çift kavramalı bir üretim yerine artık terkedilmeye başlanan ve yarı otomatik olarak bilinen bir şanzıman türü söz konusu. Yeni şanzıman 0,9 litrelik benzinli ve 1,5 litrelik dizel motorlarla sunuluyor.
Otomatikleştirilmiş manuel şanzımanlar aslında elektro-hidrolik yardımcılara sahip manuel şanzımanlar. Yani sizin yerinize debriyaja basan ve vitesleri seçen robotlar söz konusu. Hal böyle olunca da bu şanzıman türünün bilinen sorunları oluyor; seçimlerde kararsızlık (yokuş çıkarken aniden bir üst vitesin seçilmesi ama motorun torkunun bu vites için yetersiz olması gibi), vites geçişlerinde sarsıntı ve kavrama sorunları bu şanzımanların terk edilmelerinin arkasındaki etkenler. Peki hal böyleyken Dacia neden bu tür bir şanzımanda ısrar ediyor? Bu sorunun basit cevabı maliyet olabilirdi. Stepway’in 0,9 litrelik benzinli motora sahip versiyonunda 5 oranlı Easy R şanzıman için 3500 TL ek ödeme yeterli olurken 1,5 litrelik dizel motora sahip versiyonundaki 6 oranlı Easy R şanzıman için 5000 TL’nin biraz üzerinde ek ödeme yapmak gerekiyor. Bu bedeller çok uygun sayılmaz, Renault Clio’nun 1,5 litrelik dizel motora sahip versiyonunda çift kavramalı EDC şanzımanın getirdiği ek maliyet de 5100 TL. Anlayacağınız sorunun cevabı başka bir soru: Sandero’da EDC şanzıman sunulsaydı Clio’nun tarzından başka nesi kalırdı ki?