Mercedes yeni E Serisi ile büyük oynayıp kaybettiği yılları geri alma çabasında. E180’in 1,6 litrelik motoru sayesinde bir önceki nesil Türk tüketicisinin merceğine girmeyi de başardı. Anlayacağınız önümüzdeki ilgi çeken önemli bir model. Peki yeni E Serisi, sınıfında dengeleri bozacak kadar önemli atılımlara ev sahipliği yapıyor mu?
1- Nedir?
Mercedes’in orta-üst sınıftaki modeli. Boyu 4,92 metre ve aks mesafesi de 2,93 metre. E Serisi bu nesliyle S Serisi’ni boyutlarıyla aradaki farkı iyiden iyiye kapattı. Bize göre bu çok önemli değil çünkü E Serisi bildiğiniz C Serisi gibi görünüyor. İkisini otoparkta gördüğünüzde ayırdetmeniz için farlardaki krom çizgiler ve profildeki kırık çizgisi gibi detaylara hakim bir A sınıfı Mercedes uzmanı olmanız gerekiyor. Sadece dışından bakarak E Serisi’ne C XL ya da Grand C demek mümkün ama buna verilecek önem tabii ki kişisel bir karar, E’nin C’ye benzemesi zerre umurunuzda olmayabilir. O yüzden diğer bölümlere geçelim ve E Serisi’nin özelliklerini anlatalım.
2- Mercedes E Serisi’nin iç mekanı nasıl?
C ve S Serileri’nin birleşimi. Opsiyon listesinde devasa bir ekrandan oluşan gösterge tablosu da bulunuyor ama bizim kullandığımız örnek çok temiz ve çok şık analog göstergelere sahipti. Kokpitte malzeme ve işçilik kalitesi beklendiği gibi oldukça yüksek. Merkezi ekranda yeni ve bizim pek sevemediğimz kontrol konsepti kullanılıyor. Fakat E Serisi’nde yenilik olarak direksiyon simidi üzerinde bir çift düğmeyle ek kontroller getirilmiş. Böylece merkezi ekranın kumanda birimi sayısı 2’den 3’e çıkmış ama kontrol karmaşası için de mantıklı bir çözüm üretilmiş. Bu kumanda sayesinde küçük işlemler gözü yoldan daha az ayırarak yapılabiliyor. Arka koltuklarda sunulan alan kadar koltukların şekli ve rahatlığı da etkileyici. 540 litrelik bagaj da eskisi kadar kullanışlı görünmese bile hala bolca yükleme alanı sunuyor.
3- Mercedes E220d’nin motoru nasıl?
Yeni geliştirilen 2,0 litrelik motor oldukça etkileyici. 220 model adını taşıyan versiyon bile 194 HP güç ve 400 tork üretiyor. Motorun soğukken bile sessiz olabilmesi E Serisi’ne çok yakışıyor. Tabii bir de güç çıkışından beklemedik bir canlılıkla hızlanması da etkileyiciliğini arttırıyor. Motor aç bir kurt gibi devirleniyor ve 9 vitesli şanzımanın viteslerini ardıardına bitiriyor. Şanzımanın geçişleri hızlı, 1’le 2 arasındaki geçişte kimi zaman sarsıntı yaratabiliyor ama genel olarak hissedilmeyen geçişler yapıyor. Anlayacağınız yeni motor eski 2,1 litrelik motoru kolayca unutturacak.
4- Mercedes E220d’nin sürüşü nasıl?
Bir Mercedes sedanından beklentilerinizi büyük oranda karşılıyor. Öncelikle kabindeki sessizlik bir önceki neslin benzinli motor sahip versiyonlarıyla aşık atacak kadar iyi. Süspansiyon sistemi ise iki yüze sahip. Test aracımız 245/45 R 18 ebatlı MOE Run Flat lastiklere ve Avantgarde donanım seviyesine özgü 15 mm alçak konfor süspansiyon sistemine sahipti. Mercedes’in Run Flat lastiklerle arası pek iyi değil ama E Serisi bu durumu çok büyük bir başarıyla gizliyor. Normal yol koşullarında ve normal yol bozukluklarında tam bir konfor kralı olan selefini aratmayacak bir sakinliğe sahip. Zemin bozuklukları aşırıya kaçtığındaysa lastiklerden destek alamayan süspansiyon sistemi işlevsiz kalabiliyor ve darbeler iç mekandan hissediliyor. Direksiyonu oldukça keyifli, hem hassas, hem soğukkanlı hem de sportif olmayı başarabiliyor. Yüksek hız dengesi yerini aldığı nesil gibi biraz ilgiye muhtaç, zemin dalgalanmaları üzerinde sert fren yapmamaya dikkat etmek gerekli. Bunun dışında yol tutuş becerisine C Serisi kadar odaklanmamış ama kesinlikle çok daha atletik ve çok daha olgun olmayı aynı anda başarabiliyor.
5- Mercedes E220d’nin tüketimi nasıl?
2,0 litrelik dizel motor, 9 vitesli şanzıman ve 1,7 tonluk boş ağırlık. Tablo pek umut vaadetmiyor ama Mercedes ilginç bir başarı elde etmiş. E220d sakin kullanımda ve trafiğin nispeten seyrek olduğu yollarda ilerlerken rahatça 5,1 litre/100 km’lik tüketim elde etti. Bolca trafikte geçen 200 km’nin sonunda bile tüketim değeri 6,3 litre/100 km idi ki bu böylesi iri bir otomobil için büyük bir başarı. Bizim tahminimiz, uzun ve sabit hızlı bir sürüşle 5 litre/100 km sınırının altını rahatça zorlayabileceği yönünde.
6- Kendi kendine gidebiliyor mu?
Bundan ne anladığınıza bağlı. Aklınızdaki otoparkta E Serisi’ne oturup “İşe gidelim” demek ve telefonunuza gömülmekse bunu tabii ki yapamıyor. Fakat çok şeritli yollarda yönlendirmeyi ve hızını kendisi ayarlayarak ilerleyebiliyor. Bunu yaparken sizden badece elinizi direksiyon simidi üzerinde tutmanızı bekliyor. Bunun nedeni muhtemelen sürücünün hala yaşayıp yaşamadığını anlayabilmek çünkü direksiyon kontrolü gerçekten başarılı. Gerçi biz sistemi denerken nabzımızı rahatça koltuktan da ölçebilirdi ama bu bizim kontrol deliliğimizle ilgili. Sistemin en ilginç özelliği şerit de değiştirebilmesi. Teorik olarak sinyal verdiğinizde (evet Almanya gibi az gelişmiş ülkelerde otoyolda bile şerit değiştirirken sinyal verilir) E Serisi önünü ve arkasını kontrol edip ortam müsaitse şeridini değiştirebiliyor. Ne yazık ki E Serisi henüz Türk sürücülerini ve yollarını yeterince iyi özümseyememiş. Aniden kaybolan şeritler, asla şerit çizgileri içinde kalmayan sürücüler ve en küçük aralığı girilebilecek mükemmel bir boşluk olarak değerlendiren aceleciler E Serisi’nin otonom sürüş hayalini kursağında bırakıyor. Tabii işin bir de maddi yönü var. Bu yarı otonom sürüş için gerekli olan donanımların fiyatı 13 bin TL’nin biraz üzerinde. Bu miktara 1 yıllığına kendine şoför tutabilecekler eminiz vardır.
7- Mercedes E220d’nin fiyatı nasıl?
Tabii ki yüksek. E Serisi’ne girişi 2,0 litrelik benzinli motora (184 HP) sahip versiyon oluşturuyor ve bu yazı yazıldığında onun fiyatı bile 221 bin TL’den başlıyordu. Dizel motora sahip versiyon ise 285.300 TL’den başlayan fiyat listesine sahip. Avantgarde donanım listesi baz donanımı oluşturuyor ve standart listesi bile oldukça doyurucu. Fakat test otomobilimizde o liste üzerine 65 bin TL’lik donanım eklenmişti.
Yeni nesil Mercedes E Serisi fiyat listesi için tıklayın.
8- Sonuç
E Serisi beklendiği gibi çok iddialı ve başarılı bir otomobil. Bizce en önemli sorunu tasarımının ayırdediciliğini kaybetmiş olması ama bunun tüketici nezdindeki sonuçlarını ancak 1-2 yıl içinde görebileceğiz.