Aslında Mercedes’in ilk van denemesinin adı da V Serisi idi. Önden çekişli, soğuk bir tasarıma ve hafif ticarileri andıran malzeme kalitesiyle bu model V Sınıfı yerine olması gerektiği gibi bir hafif ticari olarak görüldü. Daha sonra arkadan itişli altyapıya ve binek versiyonlara Viano adı verilirken, ticari versiyonların adı Vito olarak korundu. Bugünse, en azında binek versiyonlar için V Serisi adının geri döndüğü müjdeleniyor.
V Serisi ile Mercedes kendine hedef olarak ilk nesil gibi van müşterisi aileleri hedefliyor. Bunun kanıtıysa iç mekan tasarımı. V Serisi’nin iç mekanı kısa bir süre önce tanıtılan C Serisi’nden esintiler taşıyor ve kesinlikle bir minibüse ait denilemeyecek kadar çekici ve kaliteli görünüyor. Tamam malzemelerin biraz sert olması hiç kimseyi şaşırtmaz ama resmi fotoğraflardaki zengin donanımlı versiyonun sunduğu his S Serisi’nden daha kötü değil. Dış tasarımda, özellikle farlarda da S Serisi izlerini sürmek mümkün. Geri kalan bölümlerse bir minibüsün olması gerektiği gibi, ayakkabı kutusu kadar ilginç ve sürprizli. Arka camın bagaj kapağından bağımsız açılması, müzik sisteminin ön koltukla arka koltuk arasındaki iletişimi rahatlatmak adına mikrofona sahip olması, Mercedes binek ürün gamının neredeyse tüm yardımcı elektroniklerine isteğe bağlı da olsa sahip olmasıysa onu rakiplerinden ayırabilecek. Buradaki sorunsa büyük vanların (Renault Espace, Ford Galaxy ya da emektar Peugeot 806 gibi) dünyası zaten çok karanlıkken Mercedes’in bu pazardan müşteri çalmayı beklemesi gibi. Tabii bu bizi bir yere kadar ilgilendiriyor. Sonuçta V Serisi Viano gibi lüks transfer aracı ve gezici ofis olarak kullanılmaya devam edilecek ve müşterilerini mutlu edecek. Modelin motor versiyonları elden geçirilecek ama ülkemizde binek versiyonların elini güçlendirebilecek 2,0 litrelik bir dizel hala Mercedes’in raflarında bulunmuyor. Bunun yerine 2,1 litrelik dizelle yaşamaya devam edeceğiz.