Pazardan aldım 1 tane eve geldim 1000 tane, cevap nedir? Nar. Peki pazardan aldım 3,8 litre/100 km eve geldim 6,2 litre/100 km, bu nedir? Yakıt tüketimi. Peki fabrika verisi yakıt tüketimleriyle gerçek hayattaki tüketim verileri arasında neden büyük bir uçurum var? Bu sorunun cevabı fabrika verisi tüketim değerlerinin hesaplanma yönteminden geçiyor.
Avrupa’da satılacak otomobiller için belirlenen standardın adı MVEC-A çevrimi. Bu çevrim günümüzde küçük bir değişiklikle kullanılıyor. 2000 öncesinde çevrimin başında motorun 40 saniye rölantide kalarak hafifçe ısınmasına izin veriliyordu. Fakat güncel ölçümlerde motor çalıştırılıp doğrudan ölçüme başlanıyor. Bu yeni çevrim NEDC (New European Driving Cycle) olarak tanımlanıyor. Modellerin kataloğunda gördüğünüz az yakar çok gider yorumunu getiren veriler bu çevrimde elde ediliyor.
Testlerin tekrarı çok önemli. Yani her bir model için aynı şartların korunması gerekiyor. Bu nedenle testin yapılacağı ortam belirlenmiş. Ölçümün rüzgarsız düz bir yolda, en az 6 saat 20-30 C derecede beklemiş soğuk otomobille yapılması gerekiyor. Bu şartların devamlı olarak sağlanması zor olduğu için çoğu test bant üzerinde gerçekleştiriliyor. Verilerin gerçekçi olması için sürtünme ve rüzgar dirençleri simüle ediliyor. Farklı gövde tipleri için farklı dirençler hesaplanabildiği için tek bir model üzerinden aynı motora sahip versiyonların tüketim verilerinin incelenmesi teorik olarak mümkün.
Testin tamamı 1180 saniye sürüyor. İlk 780 saniyelik ölümü şehir içi, kalan 400 saniyelik bölümü ise şehir dışı sürüşünü taklit ediyor. Ortalama tüketim verisi ve CO2 salımı tüm test boyunca ölçülüyor. Tüm süreç boyunca klimadan farlara ve arka cam ısıtma sistemine kadar tüm ek güç kullanımları engelleniyor.
Şehir içi sürüş verileri toplanırken, soğuk motor, az yük ve düşük hız kombinasyonu uygulanıyor. Sürecin ne kadar sıkı bir disiplinle uygulandığını anlatabilmek adına bu sürecin ayrıntılarından bahsedelim. Motor başlatıldıktan sonra araç 11 saniye boşta bekletiliyor. Eğer manuel şanzımanlıysa bu sürenin 6 saniyesi vites boştayken, geri kalan 5 saniyesiyse debriyaj pedalı basılıyken geçiriliyor. Sonraki 4 saniyede 15 km/s’e kadar hızlanılıyor, 8 saniye bu hızda ilerleniyor ve 5 saniyede durur hale gelinceye kadar yavaşlanıyor. Yavaşlarken manuel şanzımanlı araçlarda son 3 saniye debriyaja basılı geçiriliyor. 21 saniye durduktan sonra tekrar hızlanıyor ama bu sefer önce 32 km/s hızla sonra da 50 km/s hızla aynı çevrim tekrarlanıyor. Şehir dışı ölçümlerindeyse 120 km/s hıza kadar çıkılıyor ama bütün ölçüm boyunca alınan mesafe 7 km’yi bile bulmuyor ve ortalama hız da 60 km/s’yi ancak aşıyor.
Bütün bunlar size tanıdık geldi mi? Gelmedi değil mi? Çok normal çünkü normal kullanıcıların buna benzer bir çevrimi yakalaması imkansız. Dahası, şehir içi ölçümü için belirlenen iyimser olsa da mantıklı çevrim, şehir dışındaki abartılı düşük tüketim değerleriyle birleşince ortalama tüketim verisi de iyice düşüyor. Otomobilinize binin, yol bilgisayarınızı sıfırlayın ve sabit olarak 60 km/s hızla, düz bir yolda 7 km gidin. Eğer bu şartları uygulayabilecek bir yer bulursanız tüketim rakamınız inanılmaz düşük olacaktır. Şehir içindeki çevrimde de düşük tüketim verisi elde etmek için de iyi çalışan bir start&stop sistemi büyük yardımcı olacaktır. Ne yazık ki çoğu start&stop sistemi şehirdeki adım adım akan trafikte aynı etkinlikte çalışmıyor.
Peki bu değerler tamamen saçmalıktan mı ibaret. Hayır, çünkü bu kadar sıkı bir süreçte elde edilen veriler gerçek hayat için geçerli olmasa da rekabet açısından kesinlikle geçerli. Bu nedenle iki aracı karşılaştırırken fabrika verilerini kullanmanızda hala fayda var. Sadece kullanım maliyetlerini değerlendirirken daha gerçekçi rakamlarla hesaplama yapmanız gerekli.