Yalan söylemeyeceğiz biz de bunun farkında değildik. Nissan’ın Türkiye operasyonu meğer Sumitomo adında bir şirket tarafından yürütülüyormuş. Bu da koca bir markanın sadece tek bir model üzerinde yoğunlaşarak yıllar geçirmesini açıklıyor. Şimdiyse Nissan Türkiye’deki operasyonu bizzat yönetmek adına Sumitomo’nun elindeki Nissan Otomotiv A.Ş. (bilmediğimiz bir diğer şey de bu şirketin NOAS olarak bilindiğiymiş) hisselerini satın aldı. Bundan böyle Nissan’ın ülkemizdeki faaliyetleri Nissan Orta Doğu tarafından yürütülecek. Peki bundan bize ne, bu değişiklik bizim hayatımıza ne katacak?
Bizim umudumuz Qashqai’dan başka Nissan modellerini de görebilmek yolunda. Nissan Almanya7da tam 14 tane binek ve 7 tane ticari araç pazarlarken Türkiye’de sadece 5 modelin satışını yapıyor. Peki bizden uzak tutulan modeller neler?
Örneğin iddialı bir kompakt hatchback olan Pulsar bu modellerin başında geliyor. Tüm diğer modeller bir tarafa Pulsar gibi bir hacim modelinin Türkiye’de neden satılmadığı zaten merak konusuydu, belki yeni yönetim bu konuda farklı bir yol izler.
Bunun dışında artık üretiminin sonlarına gelmiş olsa da ultra sporcu GT-R ya da karizmatik 370Z’ye kavuşma ihtimalimiz çok daha az. Fakat NV200 gibi bir hafif ticari araç ya da 2,5 litrelik dizel motoruyla Murano gibi havalı bir SUV da Nissan markasına yakışacak farklı modeller olabilir.
Tabii olayda bir de Nissan Orta Doğu’nun farklı model yelpazesine sahip olması var. Fakat biz çoğunlukla Avrupa kanunlarına yakın duruyoruz ve Sunny, Altima, Sentra ya da Maxima gibi ilginç sedanlar, üstelik de dizel motor eksiğiyle bize çok da uygun olmayacaktır.
Sözün özü beklersek Pulsar bekleriz yoksa da Qashqaii’la devam ederiz.