“1976 yılında askeri amaçlı lastikler için dışa bağımlılığı ortadan kaldırmak için kurulan Petlas, 2005 yılında özelleştirildi ve AKO Grup bünyesine dahil oldu. Bugün 365 bin metrekarelik kapalı alanı ve 4.500 civarı çalışanı var.” Böyle bir kuruluş hikayesi ve sonrasında da rekabetin çok zorlu olduğu bir pazarda varlık mücadelesine girmek karmaşık bir kariyer anlamına geliyor. Lafı çok dolandırmayalım, Petlas bugüne kadar uygun fiyat etiketi arayanları mutlu etmek için çalışmış bir marka olarak her köşe başını tuttu. Sonuçta kendisine çizdiği bu yol markanın algısını da etkiliyor ve bu hal ultra yüksek performans söz konusuysa çok da iyi bir başlangıç değil.

Sonuçta Petlas’tan beklenen, her zaman izlediği yolu izleyip diğerlerine performansta yaklaşamasa da aynı ebat için fiyatı ikiye bölmesi. Alternatifse, marka imajını yenmek için ağzıyla kuş tutarken tek tekerlekli bisiklet üzerinde lobut çevirmesi. Petlas ikinci yolu takip etmiş gibi.

Prestige Sport için 3 yıl süren bir Ar-Ge çalışması yapılmış. Omuz yapısı hızlı virajlarda daha iyi tutunma sağlaması için ve sırt yapısı da su drenajını hızlandırması için tasarlanmış. Bunlar yeni keşifler değil ama uygulaması diğerlerinden kopyalamaktan çok daha karmaşık. Zira desen bir lastiğin, özellikle de çok güçlü bir motora sahip agresif bir otomobilde kullanılacak ultra yüksek performans lastiğinin özelliklerinin sadece küçük bir parçası. Karmaşık hamur kimyası, çoklu malzeme kullanımı ya da farkı etkilere farklı tepkiler verebilen donatılar gibi bölümlerin her üretici tarafından adeta keşfedilmesi gerekiyor. Petlas’ın normal şartlarda bunun peşinde olması beklenmez ama değişen yönetim ve hedefler ile büyük markalarda olup bitenlerden haberdar, metodolojiyi takip eden bir markaya dönüşmek için girmesi gereken bir alan.

Sonuç olarak Petlas Prestige Sport geniş bir ürün yelpazesine sahip, fiyatı belki markadan beklendiği kadar rekabetçi olmayan ama içerikleri açısından ilginç olan yeni bir lastik. Fabrikanın test alanında yaptığımız gerçekten kısa sürüşe bakarsak en azından diğerlerinden bir farkı da yokmuş gibi.