Audi fuarlarda TT üzerine fantezilerini gösteren konseptler sergilemeyi çok seviyor. Daha önce bir Spooting Brake versiyonu tanıtılmıştı ve ne yalan söyleyelim üretilmesi için adak adamıştık. Fakat 3 nesildir tüm gördüğümüz TT ve yine yeniden TT. O nedenle Paris Otomobil Fuarı’nda gösterilen TT Sportback (bundan böyle SB olarak anacağız, yazması çok uzun sürüyor) konseptine de çok heveslenmeden bakmak en iyisi.
Fakat Audi bu konuda tam olarak yardımcı olmuyor. TT SB’nin detayları gerçeğe dönüşemeyecek bir konsept için fazlasıyla gerçekçi. Konseptin boyu 4,47 metre, aks mesafesi 2,63 metre, yüksekliğiyse 1,38 metre. Bir kaç kıyaslama yapmak gerekirse; TT SB TT Coupe’den sadece 29 cm uzun ve farkın 12 cm’si aks mesafesinden, fakat beklenmedik şekilde 3 cm de alçak. Daha farklı bir kıyas için, aynı MQB altyapı üzerinde yükselen Audi A3 Sedan’ın boyu da 4,46 metre ve aks mesafesi de 2,63 metre. Yüksekliğiyse 1,42 metre. Yani TT SB 3 cm alçaltılmasaydı neredeyse A3 Sedan’la tamamen aynı boyutlara sahip olacaktı.
Tabii bir konseptin gerçekçi boyutlara sahip olması üretim için yeterli sebep değil. Yoksa TT SB teknik olarak da üretime oldukça yakın. Kaputu altında 2,0 litrelik bir TFSI yatıyor ki bu motor halihazırda A3’te de TT’de de kullanılıyor, ve motor gücünü 4 tekerleğe birden 7 vitesli S-Tronic çift kavramalı otomatikleştirilmiş manuel şanzıman üzerinden aktarıyor. Motor hakkında söylenmesi gereken küçük bir farklılık mevcut; motor 400 HP güç ve 450 Nm tork üretiyor ve TT SB’nin 0-100 km/s hızlanmasının süper sporcular ligine yakışacak şekilde 3,9 saniye sürmesini sağlıyor.
Konseptin iç mekanı yeni nesil TT’nin biraz daha süslenmiş versiyonundan oluşuyor. Tek farkla, ön koltukların arkasında yetişkinler tarafından bile kullanılabilecek gibi görünen iki tek koltuk bulunuyor. Bunun dışında pek de kullanışlı olmayan bagaj da varlığını sürdürmeye devam ediyor.
Peki TT SB’nin üretim şansı ne kadar? Aslına bakarsanız, TT SB insanlık tarihinin başka hiç bir döneminde üretime bu kadar yakın olamazdı. Günümüzde alçak tavana sahip olmak adeta bir çekim alanı oluşturuyor ve Audi’nin de bu çekim alanının varlığından haberdar olduğunu biliyoruz.