Her şey BMW’nin tanıttığı BMW Concept 4 isimli konsept otomobille başladı. BMW’nin karakteristik tasarım unsurlarından en güçlüsü olan böbrek şekilli hava giriş ızgaraları zaten büyüme eğilimindeydi ama Concep 4 ile bu eğilim abartıya kaçtı. Tepkiler, benzer güçlü dönüşümlerin tamamında olduğu şiddetliydi: Kimi BMW’nin elinden çıkabilecek en kötü tasarım olduğunu, kimiyse bu konseptin asla gerçeğe dönüşemeyeceğini haykırdı. Fakat sonuç ortada, 4 Serisi Coupe, tam da bu çok eleştirilen tasarımla karşımızda. Peki bu fotoğrafın arkasındaki hikaye ne?
Detaylara geçmeden önce son haberi verelim: BMW 4 Serisi bayilerdeki yerini aldı. Ekim ayı itibariyle açılan siparişler, Kasım teslimi için ön ısınma gibi yorumlanabilir. 1,6 litrelik 4 silindirli benzinli motora sahip bir versiyonla satışa sunulan 4 Serisi ya da tam adıyla 420i, 722 bin TL’den başlayan fiyatlara sahip. Bunun dışında 2,0 litrelik benzinli motora sahip olan 430i ve 3,0 litrelik benzinli motora sahip olan M440i de Ekim ayı içinde showroomlarda sergilenecek. 2,0 litrelik motoru sayesinde 430i’nin başlangıç fiyatı bile 900 bin TL’nin üzerinde, M440i için durumun nerelere vardığını siz tahmin edin.
O zaman konumuza geri dönebiliriz. Öncelikle büyük ızgaralar BMW tarihinde yeri olan bir kavram. Tarihte bütün yüzünü kaplayan böbreklere sahip bir iki BMW modeli var ve tamamı bugün markanın güncel konumunu elde etmesinde mihenk taşı olarak bilinen modeller. Tabii onların zamanında tasarımcılar daha özgürdü ve bu iri ızgaraları tasarıma daha rahat yedirmişti. Fakat tarihte yeri olsa da terkedilmiş bir tasarımı hortlatmanın da iyi bir nedeni olmalı. Bu neden SUV patlaması. Zira herkesin SUV ya da yerden yüksek bir araç satın alma isteği, en çok coupeler gibi arada kalmış sınıfları etkiledi. Azalan satışlar nedeniyle bu araçların daha karlı hale gelmesi gerekti ve BMW de 3 Serisi’nin coupe karoserli versiyonları için 3 nesildir bunu başarmaya çalışıyor. Eskiden arka kapıları olmayan 3 Serisi Sedanlar Coupe olarak anılırken, E90 kasa kodlu 3 Serisi ile birlikte bu durum değişti. E92 kodlu 3 Serisi Coupe, belirgin farklara sahip ön e arka tasarımıyla Coupe satın alanları Sedan müşterilerinden ayrıştırmayı hedefliyordu. Bu girişim, bir sonraki nesilde coupe karoserin 4 Serisi adıyla anılmasına vardı. Yani resmi olarak Coupe, Sedan’dan bir sınıf yukarı taşındı. Bugünkü halse, 4 Serisi’nin girdiği her ortamda “Ben 4 Serisi’yim, 3 Serisi’nden çok daha seçkin, pahalı ve farklıyım” diye bağırmasını gerektiriyor. İşte abartılı böbreklerin görevi de tam olarak burada başlıyor.
Beğenin ya da beğenmeyin, 4 Serisi Coupe’nin hem BMW olduğunu hem de 4 Serisi olduğunu gayet güçlü bir dille ortaya koyduğu bir gerçek. Dahası BMW 4 Serisi Coupe’nin sürüş hisleri için de boca çalışmış. Genel boyutları Sedan’dan çok farklı değil. Boyu 4,77 metre ve aks mesafesi de 2,85 metre. Otomobilin yüksekliği Sedan’dan 5,7 cm daha az. Bunun büyük kısmı tavan tasarımından gelirken 1 cm’si de süspansiyon sisteminden geliyor. Yeniden ayarlanmış süspansiyon sistemi, standart kurulumda dahi 1 cm daha alçak sürüş yüksekliği sağlıyor. Farklı malzemeler, yeni yerleşimler ve bolca ince ayarla birlikte Coupe’nin ağırlık merkezi Sedan’a göre 2,1 cm alçaltılmış. Bu, yol tutuş açısından gerçekten büyük bir ilerleme. 50:50’lik ağırlık dağılımı bir BMW modeli için çok ilginç değil ama arka iz genişliğinin 2,3 cm artması ilginç. Bunun yanında ön aksın negatif kamber oranı da arttırılmış. Bu artış, ön lastiklerin iç kısmına basması ve virajlarda lastiklerin tutunma yüzeyinin genişlemesi anlamına geliyor. Yol otomobillerinde pek görülmeyen ama yarış otomobillerinde sıklıkla karşılaşılan bir durum. Zira bu kurulum özellikle yüksek hızda fren dengesini kötü etkileyebilir. BMW mühendislerinin ne kadar büyük zorluklarla mücadele ettiğini anlamak için bundan daha fazlası gerekmemeli.
Teknik anlamdaki farklara karşın iç mekan Sedan’dan değiştirilmeden alınmış. Malzeme seçimleriyle farklı bir ortam oluşturmak pek tabii mümkün olacaktır ve Coupe’nin standart versiyonu Sedan’dan daha seçkin olacaktır ama sonuçta birebir aynı kokpitler söz konusu. 12,3 inçlik gösterge tablosu ve 10,25 inçlik dokunmatik ekran kokpitin dikkat çekici öğeleri. 440 litrelik bagaj yeterince kullanışlılık sunacak, hatta 40:20:40 oranında katlanabilir arka koltuklarla yeterliden fazla kullanışlılığa bile ulaşabilir.
Motorlar konusunda nerede yaşadığınıza göre farklı düşünceler oluşabilir. Eğer vergilendirmenin modern normlara göre yapıldığı bir yerlerde yaşıyorsanız geniş ve zevkli bir yelpaze sunuluyor. 420i’nin 184 HP güç üreten motoruyla başlayan hikaye; M440i’nin 374 HP güç ve 500 Nm tork üreten motoruna kadar uzanıyor. Yeni dizel motorların tamamı mild-hibrit teknolojisine sahip. Buna karşılık eğer vergilendirmenin 1990’lardan kaldığı bir ülkede yaşıyorsanız, mesela Türkiye, 420i ve 1,6 litrelik benzinli motorun ürettiği 170 HP güç ve 250 Nm tork ile yetinmeniz gerekecek.