Volvo’nun atılım planlarının belki de en önemli parçası orta-üst sınıftaki sedanı, yani S90. Onun Alman triosunun en güçlü örneklerine karşı savaşması ve onlarla aynı seviyede onlardan daha başarılı olması gerekiyor. Bir de tabii oldukça başarılı bir model olan S80’in gerisinde kalmamak gibi misyonu da var. Anlayacağınız Dimyat’taki pirinç çok çekici görünse de evdeki bulgur da karın doyurur. O zaman Volvo’nun hangisini aldığını hep beraber görelim.

1- Nedir?

Volvo’nun amiral gemisi, en büyük sedanı, orta-üst sınıftaki savaşçısı. S90, Volvo’nun yeni modüler altyapısı SPA üzerinde yükselen ikinci model. Büyük sedanın boyu 4,96 metreyle rakiplerinden 10 cm kadar daha uzun. Aks mesafesi de çok farklı değil, 2,94 metrelik değer rakiplerini utandıracak cinsten.

2- İç mekanı nasıl?

Tıpkı XC90 gibi anlatılmaz yaşanır cinsten bir kalite taşması sunuyor. Her bir düğmenin etrafı metal çerçevelere üzeriyse lake kaplamalara sahip. Detaylara verilen özen inanılmaz derecede yüksek. Bizim kullandığımız örnek bu ihtişamın algılanması için en iyi kombinasyona sahip değildi ama açık renk döşemelerle etkileyicilik bir kat daha artıyor. Büyük boyutlar sayesinde arka koltukta sunulan alan yeterince geniş. Gariptir ama tavan yetersizliğin sınırından dönmüş; tavan döşemesinin açılır tavanın işgal ettiği alanın sonrasında yaptığı bombe olmasa kafanızı eğerek yolculuk etmeniz gerekebilirdi. Sonuçta tüm alanlar cömert. 500 litrelik bagaj da buna dahil.

3- Sürüşü nasıl?

Bu bölümü ikiye ayırmamız gerekli. Önce iyi haberler: Biz daha önce bu kadar dinamik bir Volvo kullanmamıştık ve bu iddiayı başkasından duysaydık da dudak bükerdik. S90 enerjik, atak ve kendinden emin. Bu sırada en ufak bir uyuşukluk, en ufak bir ağırkanlılık bile göstermiyor. D5 AWD versiyonunda 235 HP güç ve 480 Nm tork üreten 2,0 litrelik bir dizel motor sunuluyor. Motorun maksimum torkunu 2200 d/d’da üretmesi büyük bir sorun olabilirdi ama Volvo mühendisleri bu soruna kesin bir çözüm bulmuşlar. Çözümün adı PowerPulse. Kullanılan küçük bir kompresör küçük bir depoya hava sıkıştırıyor. Sürücünün ani güç talebinde bu depodaki hava egzoz manifolduna gönderiliyor ve bir nabızlık dopingle turbo tepkisiz kalacağı hızlardan tam güçle çalışabileceği hızlara ulaşıyor. Bu sayede motorun tepki süresi bir dizelden beklemeyeceğiniz derecede hızlı. Tabii bu da S90’ın enerjisine enerji katıyor. Eğer hayatınız kaymak asfalt üzerinde geçiyorsa tüm tablo bundan ibaret. Fakat otomobilinizi bizimki gibi yamalarla ve logar kapaklarıyla dolu yollarda kullanıyorsanız ve 20 inçlik jantları gösterişli buluyorsanız çok üzülebilirsiniz. Bu büyük jant seçeneği S90’ın tüm konfor kapasitesini tüketiyor. Süspansiyon sistemi, ister normal ister havalı olsun darbe emiş yeteneğinden mahrum kalıyor ve tüm darbeleri iç mekanda hissettiriyor. Dahası hem motorun sesi hem de büyük lastiklerin uğultusu iç mekandan duyulabiliyor. S90’ın konfor açısından bu kadar zayıf olması kesinlikle beklemediğimiz bir durum olduğu için bunun tek suçlusu olarak 20 inçlik jantları göstermeyi tercih ediyoruz. Bu kadar büyük jant/düşük yanaklı lastik kombinasyonlarından kesinlikle uzak durun.

4- Satın almalı mıyım?

Fiyatı en önemli rakiplerine göre oldukça çekici. Bunun yanında donanımı da zengin. Muhtemelen daha makul jant/lastik kombinasyonlarıyla çok da konforludur ama bunun altına imza atmamız imkansız. Sonuç olarak Volvo S90, Alman sedanlarını terletebilecek kadar güçlü bir araç. Çekiciliğinin en önemli paydasıysa iç mekanında sunduğu eşsiz atmosfer.