Önce bilmeyenler için CES’ten bahsedelim: Consumer Electronics Show, yani Tüketici Elektroniği Fuarı dünyanın en önemli fuarlarından biri haline geldi. Tüketici elektroniği dendiğinde sizin aklınıza ne geliyor bilmiyoruz ama bizim aklımıza otomobil gelmiyor. Fakat teknoloji çağında yaşıyoruz ve bükük ekranların hemen yanında dokunmatik düğmeli bir otomobilin tanıtılmasının bile anlamı var. Bu nedenle de son dönemde CES’in baş rolünü otomobil firmaları kaptı.
VW’nin CES’te yaptığıysa daha büyük bir girişim. Malumunuz dizel skandalı sonrasında VW “Das Auto” diyen sloganından reklam spotlarına kadar tüm iletişim stratejisini değiştirip tüketicinin duygularına erişmeye çalışıyor. Böylece de “Evet size hatalı bilgiler verdik ama biz dostunuz ve dostlar da hata yapar” mesajı vermeye çalışıyor.
Budd-e, İngilizce arkadaş anlamına gelen bir kelime oyunu olmasının yanında otoparka bırakmak yerine evinizde yumuşak bir yerde tutmak isteyeceğiniz türden bir şirinliğe sahip olma derdinde. Tabii bunu Japon işi iri gözlerle değil Alman işi devasa logoyla yapmaya çalışıyor.
Budd-e, VW’nin gelecekte otomobil müşterilerinin taleplerinin nasıl şekilleneceği sorusuna yanıtı niteliği de taşıyor. Ufak tefek görünmesine rağmen 4,6 metrelik uzunluğa sahip olan konsept, aslında Touran ve Transporter arasına konumlandırılmış bir araç. Bu gerçek üzerinden düşünülünce teknik detaylarında gereğinden fazla güç ve tork olduğu dikkat çekiyor. Budd-e’nin zemini pillerle kaplanmış ve iki aksında da elektrik motorları var. Ön aksındaki elektrik motoru 100 kW güç ve 200 Nm tork üretirken, arka akstaki motorsa 125 kW güç ve 290 Nm tork üretiyor. Sistem gücü 225 kW olarak açıklanan konsept, 0-96 km/s hızlanmasını 6,9 saniyede tamamlarken 180 km/s son hıza da ulaşabiliyor. Elektrikli bir araç için çok daha önemli olansa 533 km’lik menzili.
Budd-e sadece bir teoride çok iyi ama gerçek hayattan uzak elektrikli otomobil hayali değil. Bunun dışında ilerleyen dönemde daha ne kadar işimizi sensörlere devredebiliriz sorusunun yanıtına da sahip. VW’e göre kapı koluna dokunmak yerine elimizle bir küçük hareket yapmamız yeterli olmalı. Ya da büyük bir dokunmatik ekran yerine ekrandan oluşan bir kokpit hayatımızı güzelleştirmeli. Budd-e bu tür ilginç oyuncaklarla daha da etkileyici bir hale bürünmeye çalışıyor.
Peki Budd-e’nin Pinokyo misali gerçeğe dönüşmesi için ne gerekli? Muhtemelen yarattıkları kaos sonrasında Kuzey Amerika pazarından silinen dizelin boşluğunu özel geliştirilmiş (Toyota Prius ya da Chevrolet Volt gibi) elektrikli araçlarla doldurması gerektiği gerçeği yeterli olacaktır.
