1992 yılında Paris Otomobil Fuarı gerçekten ilginç bir modelin doğumuna evsahipliği yaptı. Renault, küçük otomobil üretiminde yeni bir bakış açısı yarattı ve Twingo ile ek hacimli bir mini sınıf tanıttı. Tek hacim burun çıkıntısının cam eğimine dahil edilmesi yani kabinin motorun üzerine doğru uzatılması anlamına geliyordu. İki kapılı bir model olmasına rağmen Twingo beklenmedik derecede geniş iç mekan sunuyordu. Ne yazık ki dönemin Renault modelleri (Clio Williams gibi istisnalar olsa da) sürüş keyfi konusunda pek yetenekli değildi. Bu Twingo için de geçerliydi. Özellikle direksiyon simidinin konumu neredeyse komik olacak kadar eğimliydi. Bunun dışında kızaklı arka koltukları, tüketimi düşük motorları, tente tavan opsiyonu ve pastel renkleriyle Twingo çok başarılı bir şehir cücesi oldu. Bugünse Renault mini sınıfta yeni bir devrim peşinde. Aslında yeni reçete, tam olarak yeni değil. Arka aksın üzerinde konumlu motor ve arkadan itiş, uzun süredir Smart ForTwo’da kullanılıyor ve başarılı olduğunu iddia etmek çok zor. Renault’nun Twingo’da yaptığıysa bu kombinasyonu 3,59 metrelik 5 kapılı bir araca uygulaması. Smart ise 2,60 metrelik iki kapılı yarım bir otomobil.
Arkadan motor ve arkadan itiş yerleşimi, ön kısımdaki uzunlukta ciddi bir tasarruf sağlanmasının önünü açıyor. Tekerlekler karoserin köşelerine önden çekiş-önden motor yerleşimine göre çok daha fazla yaklaştırılabiliyor, böylece de iç mekana ayrılan alan artıyor. Gerçekten de Twingo’nun iç mekanı oldukça geniş hissettiriyor. Kokpitte bir çok saklama gözü ve renkli unsur kullanılmış. Fotoğraflara bakacak olursak, üst donanımlar için büyükçe bir dokunmatik ekran sunulurken alt donanımlarda bunun yerine cep telefonunuzu kullanmanız için bir tutacak sunulduğu görülüyor. Arka kapı içlerinde büyük şişeleri de tutabilecek lastikler ya da arka koltuğun altının da kullanılabilir olması kullanışlılık adına iyi haberler. Tabii ön yolcu koltuğunun yatırılmasıyla 2,0 metreye ulaşan yükleme derinliği de mobilya alışverişlerinizde yardımcı olabilir. 219 litrelik bagaj hacmi de (önde değil arkada) hiç de kötü değil.
Renault, Twingo’nun sınıfının en keyifli sürüşe sahip modeli olacağı önünde bir iddiası var. 0,9 litrelik turbo beslemeli ve 1,0 litrelik atmosferik motorlar, ürettikleri sırasıyla 90 HP ve 70 HP güçle çok ateşli görünmüyor. Fakat 3,6 metrelik bir otomobilin o kadar da ağır olmayacağı gerçeğinden hareketle bu çok büyük sorun olmayacaktır. Arkadan itiş sayesinde özellikle direksiyon hisleri konusunda çok büyük bir avantaj var. Bu noktada güncel Smart ForTwo’nun dengesi kolay bozulan sürüşünü gözardı edip daha uzun aks mesafesi ve yepyeni mühendisliğiyle Twingo’nun bolca potansiyele sahip olduğunu söylemek mümkün.
Peki bu kumar tutar mı? Sonuçta kağıt üzerinde Twingo’nun sunduklarıyla ilgili bir sorun görünmüyor. Bundan 10 yıl önce olsa arkadan motor-arkadan itiş seçiminin büyük sorunlara gebe olduğu söylenebilirdi ama günümüz elektronik kontrol sistemleri bu tür bir tereddüt yaşanmayacağının garantisi gibi. İyi bir ESP yazılımı arkadaki ağırlık yoğunluğunun neden olacağı zayıflıkların önüne rahatlıkla geçecektir. Ön kısmın hafif olması nedeniyle düz gidiş kararsızlığı oluşmasıysa var olan bir risk. Bu konuda da şimdilik Renault’nun mühendislik başarısına güvenmek ve kararı vermek için Twingo’nun direksiyonuna geçmeyi beklemek gerekli.