Mazda Türkiye’de bundan çok daha iyi günler görmüştü. Örneğin kapalı pazar sonrasında gelen ilk Mazdalar o kadar sevildi ki bir Mazda satın almak için uzun bir bekleme listesine yazılmanız gerekiyordu. Fakat yıllar içinde Japon üreticinin Türk tüketicisinin kalbindeki yeri küçüldü. Bunda rekabetin kızışması kadar pazarlama politikaları da etkili oldu. Sonuçta Mazda, aracılar yerine Türkiye pazarını kendi yönetmeye karar verdi ve ürün gamı güncellenirken de eski günlerine dönme çabası gösteriyor. Bu güncellenme ve eski günlere dönüş harekatının kilit taşı, kompakt sınıftaki Mazda3.
1- Nedir?
Mazda’nın kompakt sınıftaki modeli 3’ün 3. nesli. İlk iki nesil birbirinin elden geçirilmiş versiyonları gibiydi ve sektördeki teknolojik gelişimi de yakından takip ettikleri söylenemez. Fakat bu nesil bambaşka bir alemde geziyor. Yeni Mazda3, Mazda’nın kendi başına geliştirdiği ilk nesil olma özelliğine de sahip. Selefleri ise Ford ortaklığında geliştirilmişti ve Focus altyapısı üzerinde yükseliyordu. Mazda3’ün tasarımı son dönem Mazda tasarım dilinin iyi bir yansıması. Hatchback karoserli versiyon 4,46 metrelik boyuyla sınıfının irileri arasındayken sedan karoserli versiyon 4,58 metreyle sınıf ortalamalarında. Her iki versiyonun da 2,7 metrelik aks mesafesi var ki bu da sınıf ortalamalarının üzerinde.
2- İç mekanı nasıl?
Kompakt sınıf ortalamalarının üzerinde bir kalite hissi var. Test aracımız Power isimli en üst donanım seviyesine sahipti ve malzeme kalitesi kadar detaylarda kullanılan süslemelerle de oldukça etkileyici bir atmosfere sahipti. Yaşam alanı genişliği bakımından, ön koltuklar için rakiplerinin sunduğundan fazlasını ya da azını sunmuyor denilebilir. Arka koltuklara bakıldığındaysa, daha cömert, hem de çok daha cömert olan rakiplerin varlığı akla geliyor. Cam alanları dar, diz mesafesi ancak yeterli ve önden çekişli olmasına ve 4 tekerlekten çekişli bir versiyonu olmamasına rağmen arka koltuk zemininde bir yükseltiye sahip.
3- Kullanışlı mı?
Mazda3’ün genel özellikleri, geliştirilirken kullanışlılığın ön planda tutulduğunu gösteriyor. Örneğin üst donanım seviyelerindeki merkezi kumanda birimi bile oldukça kullanışlı ve anlaşılması kolay bir arayüze sahip. Gösterge tablosu rahat takip ediliyor ve geriye kalan düğmeler de kafa karıştırmaktan uzak. Gösterge tablosuna değinmişken, Power isimli üst donanım seviyesinde ortadaki büyük gösterge devir göstergesi olarak kullanılıyor ve içinde dijital bir hız göstergesi yerleştirilmiş. Diğer donanım seviyelerinde ise ortadaki büyük gösterge hızı gösteriyor. Bu durumda devir göstergesine de soldaki ilginç şekilli küçük boşluk kalıyor. Mazda’nın neden bu kadar zahmete girip iki farklı gösterge tablosu geliştirdiği bir merak konusuyken, manuel şanzımanlı versiyonlarda o küçücük devir göstergesinin nasıl takip edileceği ikinci bir merak konusu olarak dikkat çekiyor. Kullanışlılık konusunda son sorunsa bagaj. Focus’la artık bağı kalmamış olmasına rağmen Mazda3, Focus Sedan’la aynı bagaj sorunlarına sahip. 419 litrelik hacim sınıfın önde gelenlerinden düşük ve kapağı kısa olduğu için bagajın ağzı da büyük yüklerin girmesini engelleyecek kadar dar. Arka koltuk sırtlıkları bagajdaki küçük kollar yardımıyla katlanabiliyor olması hoş bir teselli.
4- Skyactiv nedir?
Bu aslında 100 puanlık bir uzman sorusu. Mazda güncel modellerindeki teknolojik atılımın tamamını Skyactiv adı altında topluyor. Yeni motorlar, yeni şanzımanlar ve yeni şasiler hep Skyactiv adıyla anılıyor. VW’nin TSI’ı, DSG’si ve MQB’si varken, Mazda’nın Skyactiv-G’si, Skyactive-Drive’ı ve Skyactiv-Chassis’i var. Tamamının Skyactiv olarak adlandırılması biraz kafa karıştırıcı ama bu ismi taşıyan bir Mazda teknolojisi muhtemelen benzerleri arasında çığır açmış bir yeniliğe sahiptir.
5- Sürüşü nasıl?
Mazda3 ilk neslinden bu yana hep sürüşü keyifli ama biraz da sinirli bir otomobil olmuştur. Yeni nesil keyif katsayısını korurken konfor katsayısını arttırma iddiasında. Yolda geçirilen ilk metrelerde bu iddianın gerçeklik payı hemen hissediliyor. 18 inç çapında jantlarla bile süspansiyon sisteminin darbe emişi oldukça iyi düzeyde, buna karşılık gövde salınımları da hala az. Elektrikli direksiyon sistemi emirleri yerine getirmekte gecikmiyor ama geri bildirim açısından biraz daha iyi olabilirdi. Ayrıca özellikle dar virajlarda geri toplama hızı da yetersiz kalabiliyor. Yine de, önde McPherson arkadaysa çok kollu bağlantıdan oluşan süspansiyon sisteminin hem yol tutuş hem de konfor anlamında sınıfında en üstlere oynadığı söylenebilir. Tablo tamamen toz pembe değil. Japonlar’ın baş ağrısı nedeni olan yuvarlanma gürültüsü, iç mekanda hala duyulabiliyor. Tabii bunda büyük jant/düşük yanaklı lastik kombinasyonunun da etkisi olabilir. Ayrıca kabinin yuvarlanma gürültüsü dışındaki seslere karşı çok iyi yalıtılmış olması da subjektif olarak gürültü hissini yükseltiyor.
6- Motor yeterli mi?
Mazda3’le ilgili en önemli soru işareti bir süre daha bu sorunun sonundaki olacak. Öncelikle, Mazda 1,5 litrelik benzinli motoru aslında baz motor olarak geliştirdi ve Avrupa pazarlarında 100 HP güç üreten bir versiyonu satılıyor. 120 HP güç üreten bir benzinli isteyenlerinse 2,0 litrelik motoru tercih etmeleri gerekiyor. Türkiye içinse özel olarak 1,5 litrelik motorun 120 HP güç üreten versiyonu üretiliyor. Motorla ilgili verilerde, ne ürettiği 150 Nm’lik tork ne de bu değere 4000 d/d’da ulaşılması etkileyici değil. Rakiplerin turbo beslemeli motorlarıysa ondan yüzde 30 daha fazla torku yarı devirde üretmeyi başarıyor. Sonuçta da ortaya bu motorla yetinmenin anlamı ne sorusu çıkıyor. Aslında yola çıkıldığında motorun yetersizden başka tüm tanımlamaları hakettiği görülüyor. Özellikle araç boşken sunduğu çekiş gücü için etkileyici bile denilebilir. Tabii burada bahsettiğimiz aşırı beslemeli bir motor gibi alt devirden itibaren otomobili istekle çeken bir kuvvet değil. Bunun yerine istikrarlı ve can sıkmayan bir hızlanma eğrisi çiziliyor. Motor orta devirlerde canlanıyor ve üst devirlerde de turbo beslemeli bir motorun ancak rüyasında görebileceği tepki hızına ulaşıyor. 5000 d/d’dan 6000 d/d’nın hemen üzerine kadarki kısa bantta gaz pedalı doğrudan ön aksa bağlıymış gibi hissediyorsunuz. Motor, Skyactiv teknoloji dizisinin bir çok yeniliğine sahip ve 14.0:1’lik yüksek sıkıştırma oranıyla da dikkat çekici. 4-2-1 headers (4 silindirin egzoz çıkışlarının önce iki sonra da tek boruda birleştirerek egzoz geri basıncını düzenler) sayesinde, Mazda3’ün motoru hem orta devirlerde yüksek tork hem de kendine has bir ses kazanmış. Bu ses öyle çekici ki, atmosferik motorları özleyenlerin gözlerinin dolmasına neden olabilir. Tüketim rakamlarına gelince, bu sizin seçiminize kalmış. Sakin bir kullanımla, otomatik şanzımanlı versiyonda 7,9 litre/100 km’lik tüketim rakamı elde etmek mümkün ama bunun için gerçekten sakin kalmanız gerekiyor. Fakat ipin ucunu kaçırıp hız ve ceza puanı sınırlarını zorlamaya başlarsanız da her 100 km için 1 litre daha fazla yakıt tüketmeye başlıyorsunuz.
7- Dizel motor yok mu?
Var ama yok. 2,2 litrelik gayet başarılı, güçlü ve tutumlu bir dizel motor Mazda3’te sunuluyor. Ama kabul edersiniz ki vergi sistemimiz nedeniyle bu motorun bize ulaşması imkansız. Onun yerine biraz daha bekleyip ayrıntılarına bu linkten ulaşabileceğiniz 1,5 litrelik dizel motora sahip olabilirsiniz. Bu motor 6 vitesli otomatik şanzımanla da sunulacak ve tüketim açısından da Mazda’nın büyük iddiaları var.
8- Hangi şanzıman?
Kesinlikle otomatik. Aslında manuel şanzıman da yumuşak geçişlere ve rahat kullanıma sahip ama otomatik şanzımanın gaz pedalına verdiği tepkiler 1,5 litrelik motorun küçük kusurlarının da kolayca kapanmasını sağlıyor. Ara hızlanmaya ihtiyaç duyduğunuzda, daha siz gaz pedalını zemine dokunduramadan şanzıman iki vites birden düşürmüş oluyor. En üst donanım seviyesinde manuel kullanım için direksiyonda vites kulakçıkları da sunuluyor ve bu kulakçıklar yardımıyla yapılan vites düşürmelerde Skyactiv-Drive şanzıman DSG’ye meydan okuyor. Ne yazık ki vites yükseltirken aynı etkileyiciliğe sahip değil.
9- Fiyatı nasıl?
Mazda3’ün fiyat listesine olmasa da araç konfigüratörüne bu linkten ulaşabilir ve kısa bir çalışmayla başlangıç fiyatının rakipleriyle benzer olduğunu görebilirsiniz. Tabii, baz donanımla birlikte farklı iç mekan özelliklerini de almış oluyorsunuz. Örneğin merkezi kumanda birimi ve merkezi ekran yerine normal bir müzik çalar ya da yukarıda da bahsettiğimiz daha farklı göstergelerle yetinmeniz gerekiyor. Mazda3, donanım seviyesine bağlı olarak zenginle çok zengin arasında güvenlik donanımını standart olarak sunuyor. Aktif şerit değiştirme yardımcısı ya da aktif uzun huzme yardımcısı gibi donanımlarsa sadece en üst donanım seviyesinde isteğe bağlı sunuluyor.
10- Sonuç
Mazda3, başarılı olmak için herkesin kullandığı reçeteye sahip olmanın gerekmediğinin bir kanıtı gibi. Sürüşü ve motoru kesinlikle başarılı ama sedan karoser, bu karoser türünü tercih edenlerinin önceliklerine göre önemli eksiklere sahip. Muhtemelen dizel motor ve otomatik şanzıman ikilisi de geldikten sonra yollarda çok daha fazla Mazda3 görmeye başlayacağız.