Bu yazının tarihin en kısa yazısı olmaması için bir neden yok: Yeni Ferrari çıktı, pahalı, güçlü ve sofistike. Parası olanlara duyurulur… Bir Ferrari için daha fazlasını söylemek gerekmez ama her daim söyleyecek daha fazlası vardır. Roma için de durum farklı değil.
Ön-ortada konumlu motora sahip 2+2 oturma düzenli (yani aslında sadece 2 kişilik ama arkada da göstermelik koltukları var) modeller Ferrari ürün gamının vazgeçilmezleri. Ortadan motorlu versiyonlara göre daha evcil ama her daim güçlü ve çoğunlukla da normal ürün gamının en pahalıları arasında. Fakat Roma farklı. Zira onun görevi, önde konumlu motoru ve açılabilir metal tavanıyla ürün gamının en altında yer alan, halkın Ferrarisi Portofino ve geleneksel Ferrari anlayışının başlangıcı olan ortadan motorlu F8 Tributo arasındaki boşluğu doldurmak. Böyle bir boşluk olduğunun farkında değilseniz banka hesabınızı bir kontrol edin, belki yetersizdir. Sonuç olarak Ferrari Roma, ön aksının hemen arkasında konumlu ve turbo beslemeli V8 motorunun ürettiği 612 HP güç ve 760 Nm torku arka aksına aktaran bir GT.
Roma’nın tasarımı konusunu her zaman olduğu gibi size bırakıyoruz. Bize biraz “farklı” göründü ama farklılıklar da hayatın tadı tuzudur. Her Farrari göz dinlendirecek kadar güzel olsa, tasarım anlatıcıların işi çok heyecansızlaşırdı. Bu arada Ferrari Roma’nın tasarımını modern olarak tanımlıyor, burun tasarımı köpekbalığı burnuna benziyormuş, bilginize.
4,65 metrelik boya ve 2,67 metrelik aks mesafesine sahip Roma, tam bir kompakt sedan ebatlarına sahip. Tabii motorunun konumu nedeniyle bir kompakt sedan kullanışlılığına sahip olmasını beklememek gerekli. Roma, isteğe bağlı olarak 4 koltukla donatılabiliyor. Standart olaraksa 2 rahat koltuk ve bolca bagaj alanıyla geliyor. Eğer arka koltukçukları tercih ederseniz 345 litrelik makul bagaj hacmi 272 litreye geriliyor. Yani kötü bir kompakt sınıf bagajından kötü bir küçük sınıf bagajına gerileme söz konusu.
İç mekanda yepyeni bir Ferrari kokpiti dikkat çekiyor. Modernleşme akımına kapılan İtalyanlar LCD ekranları bol keseden kullanmış. 16 inçlik gösterge tablosu bütün bilgilerin sürücünün görüş açısı içinde yer almasını sağlarken, ikincil işlevler için de 8,4 inçlik dikine konumlu bir merkezi ekran kullanılmış. Bir Ferrari klasiği olarak direksiyon üzerinden neredeyse tüm araç işlevleri devreye sokulabiliyor. Üstelik artık bütün bu kontroller için düğmeler yerine haptik yani parmak ucunuza tepki veren dokunmatikler kullanılmaya başlanmış.
Gelelim asıl konulara: Roma, yepyeni bir şanzımanla donatılmış. 8 vitesli ve çift kavramalı bu şanzıman, yerini aldığı 7 vitesli şanzımana göre 6 kg daha hafif. Temel olarak Ferrari’nin modüler altyapısını kullanıyor olsa da Roma’nın içeriğinin yüzde 70’i tamamen yeni. Şasi kontrolü Side Slip Control 6.0 adı verilen yeni bir yazılımın kontrolü altında. Roma’da 5 seçeneğe sahip olan sürüş modları da Ferrari modellerinin olmazsa olmazı. 0-100 km/s hızlanmasını 3,4 saniye tamamlayıp 320 km/s hızın üzerine çıkabilen bir otomobil için bunlar iyi haberler. Son olarak sarı zemine şahlanan at logosuna sahip olsanız da emisyondan muaf değilsiniz, Roma’nın V8 motoru partikül filtresine sahip.
Ferrari Roma’nın piyasaya çıkış tarihini merak ediyorsanız ve bu konuda ciddiyseniz emin olun ilk haberdar olan siz olacaksınız.