Formula 1 motorsporlarının zirvesiyse o zirvede Ferrari’nin yanında oturan da McLaren’dır. Başarılı bir motorsporları takımı olmak büyük bir emek ve devasa bir bütçenin varlığını gerektirir ve bunlarla yapılabilecek yan işler de elbette bulunabilir. Mesela süper spor otomobiller üretmek.

McLaren’ın yol otomobilleri BMW motoru kullandığı McLaren F1 ile tüm zamanların efsaneleri arasında yer alıp, gelişiminde ortak çalıştığı ve Mercedes için ürettiği SLR ile tartışmalı bir noktaya geldi. MP4-12C gibi anlamsız ve sevgisiz bir ada sahip olan modelse McLaren’ın seri üretim yol sporcularının başlangıcını temsil etti. Sonuçta onun izinde giden bir dizi model yeni nesil olmak yerine iyileştirmelere sahipmiş gibi yollara döküldü. Bu arada McLaren F1’in gerçek varisi olan P1 ortalığı kasıp kavurdu. Sonuçta bugün McLaren yol otomobillerinin ikinci dönüm noktasındayız: 720S McLaren’ın yeni yüzü ve ailenin kaynak modeli olacak.

Bir McLaren modeli olarak doğal bir şekilde abartılı teknolojiden faydalanan 720S 1283 kg’lık kuru ağırlığa sahip. Bunun için karbon-fiber şasi kullanılmış. Düşük boş ağırlıktan en çok fayda sağlayan doğal olarak yüksek performans üretmek konusunda üzerinde bolca yük bulunan motor. 4,0 litrelik V8, bir çift turboyla aşırı beslenerek 720 HP güç ve 770 Nm tork üretiyor. Hesabı yapmak o kadar da zor değil, ton başına düşen güç tam 561 HP.

Bu değerin bir sonucu olarak 2,9 saniyelik 0-100 km/s hızlanma ve 341 km/s’lik maksimum hız elde ediliyor. Bu kadar yüksek performansın yola sağlıklı bir şekilde aktarılması için aktif yönlendiricilerle karmaşık bir aerodinamik ortam yaratılmış ve McLaren’ın proaktif şasisiyle birleştirilmiş. Tabii bunlar bir süper sporcudan beklenenlerin sadece bir kısmı. McLaren’ın iddiasına göre kabin hiç olmadığı kadar konforlu ve geniş görüş açılarıyla da kullanışlı imiş. İki farklı konumda kullanılabilen gösterge tablosu ya da büyük dokunmatik ekran üzerinden yapılabilen ayarlar gibi teknolojik dokunuşlar unutulmamış.