Önce ZF’le ilgili bir kaç bilgi verelim. Eğer otomobil meraklısıysanız ve bu konudaki yayınları takip ediyorsanız muhtemelen ZF adını en azından BMW’nin kullandığı 8 vitesli otomatik şanzımanlarla birlikte duymuşsunuzdur. Fakat ZF BMW’ye şanzıman üretmekten çok daha fazlasını yapıyor. 1915’te kurulan yan sanayi firması, 26 ülkede kurulu 122 tesis ve 72 binin üzerindeki çalışanıyla tam bir dev. Türkiye’de de ZF Sachs ve ZF Lemförder olmak üzere iki farklı tesiste amortisör ve aks modülleri üretimi yapıyor.

Bu kadar şirket bilgisi sanırız yeterli olacaktır. ZF, basitçe otomobillerimizde kullandığımız teknolojilerin ilk geliştirilme aşamasını üstlenen tedarikçi firmalardan biri. Çoğumuz bir teknolojiyi otomobil firmasına ait sanırız, çünkü pazarlaması otomobil firmaları tarafından yapılır ama aslında o teknolojinin doğuşu ZF ya da Bosch gibi yan sanayi devlerinin tesislerinde gerçekleşmiştir. Tıpkı aktif yönlendirmeye sahip arka akslar gibi.

Aslında bu teknolojiyi ZF keşfetmedi, hatta aktif arka aks yönlendirmesi çok eskiden beri kullanılıyor. İş makineleri ve ağır vasıtalarda çok çok uzun zamandır kullanılan sistem otomobillere de 80’lerde geldi. Günümüzde de aktif arka aks yönlendirmesine sahip bir kaç model bulunuyor. Peki ZF’in getirdiği yenilik ne? Bu sorunun cevabı sistemi sadeleştirmek. ZF’in Active Kinematics Control adını verdiği sistemle arka aks bir aktuator yardımıyla yönlendirilebiliyor. Sistem şu anda sadece Porsche tarafından kullanılıyor ve bu kurulumda iki tane aktuator var ama ZF tek bir aktuatorün yeterli olacağı kanaatinde.

Sistem, aslında temel olarak ESP’nin kullandığı verileri kullanıyor. Bu sayede de ek sensörler ya da fazladan hareketli parçalara ihtiyaç duymuyor. ESP sensörleri aracın konumunu, direksiyon açısını, motor gücünü ve lastiklerin dönüş hızını zaten takip ediyor. ZF’in aktivi arka aks yönlendirme sistemi de bu verileri kullanarak sürücüye nasıl yardımcı olabileceğine karar veriyor.

Peki aktif yönlendirmeye sahip bir arka aks size hayatınızda olmayan ne kazandırabilir? Eğer ön aksınızla paralel yönlendirme yapabilen arka aksınız varsa öncelikle dönüş çapınız azalacaktır. ZF’in geliştirdiği sistemin kapasitesi arka aksı 5 dereceye kadar döndürebiliyor. Porsche ise bunu sadece 3 derecelik kısmının bile yeterli olabileceğine karar vermiş. Ön tekerleğin aksi yönde 3 derece dönen arka tekerlek dönüş çapında hissedilir bir düşüş yaratabilir. Daha yüksek hızlardaysa böyle bir değişim katkıdan çok korkutucu bir yönlendirme kararsızlığı yaratır. Bu nedenle sistem, 60 km/s hızın üzerinde arka lastiklerin ön lastiklerle aynı yönde dönmesini sağlıyor. Bu da özellikle arkadan kaymanın önüne geçmek için çok iyi bir çözüm.

Temel olarak önden ya da arkadan kayma gibi sorunların önüne geçmede ESP tam anlamıyla başarılı oluyor. Fakat söz konusu olan fizik kanunları içinde güvenlik sağlamak değil, aktif arka aks yönlendirmesiyle fizik kanunlarını bükmek mümkün. Arka lastiğiniz dönüş yönünde hafif bir eğime sahipse arkadan kayma başlamadan önceki limitiniz de bir hayli yükseliyor; üstelik tek bir doz bile fren ya da motor gücü kesintisi uygulanmadan. Yani sürüş keyfi yüksek tutularak güvenlik sağlanmaya devam ediyor.

ZF firma adı anmasa da önümüzdeki yıl 3 üretici daha aktif arka aks yönlendirmesini kullanmaya başlayacak. Geçtiğimiz günlerde tanıtılan konsept Audi Prologue hakkındaki bilgilerimizden hareketle bu 3 üreticiden birinin Audi olduğunu söyleyebiliriz. Eğer böyle olursa 1 yıl içinde tanıtılacak en önemli model A4 ve orta sınıf bir sedanda aktif yönlendirmeli arka aks kullanmak devasa bir yenilik olabilir. Bu 3 üretici dışında bir üretici de iki yıl içinde tanıtacağı bir modelinde ZF’in aktif arka aksını kullanacak.

aktif arka aks yönlendirmesi aktif arka aks yönlendirmesi