Önce biraz istatistik: Türkiye’deki trafiğe kayıtlı araç sayısı, 2017 Mart ayı itibariyle 21 milyon 362 bin 512 adet. Bu araçların 11 milyon 493 bin 249 adedi otomobil. Ve bu otomobillerin yaş ortalaması 12,2.

2015 yılında ülkemizde 1 milyon 313 bin 359 tane trafik kazası yaşanmış. Bu kazalarda 7 bin 530 insanımızı kaybetmişiz. Yaralananların sayısı 304 bin 421. Bunlardan kaçının kırık-çıkıkla kurtulduğu kaçının kalıcı şekilde yaralandığı en azından bizim için muamma. Anlayacağınız trafiğe uyumla ilgili ciddi sorunlarımız var. Peki bu istatistikle yukarıdaki rakamların ve daha önemlisi ÖTV’nin ilgisi ne?

Yeni Zelanda ve Avustralya pazarlarında satılan yeni otomobillerin güvenlik seviyelerini değerlendiren ANCAP (bu bölgenin Euro NCAP’i) Birleşmiş Milletler Küresel Yol Güvenliği Haftası nedeniyle normalden farklı bir çarpışma testi yapmış. 2015 model yılına ait bir Toyota Corolla HB (bizim Auris) ve onun büyük ağabeyi, 1998 model yılına ait bir Toyota Corolla bu çarpışma testinde karşıkarşıya gelmiş. İki model de 64 km/s hızla giderken yarı örtüşmeli bir çarpışma yapılmış. Fotoğraflar sonucu gayet açıkça ortaya koyuyor. Ne yazık ki 1998 model Corolla’da bulunan test mankenleri son görevlerine çıkmış. Aslında bu araçtaki mankenlerin ölüm riski 2015 model Corolla’ya göre 4 kat daha fazla.

Baştaki istatistiğe geri dönersek, araç parkımızın ortalama yaşı 12,2. Yani an itibariyle Türkiye’deki otomobillerin model yılı ortalaması bile 2005. Bunun anlamı buradaki yüksek riskli araçla benzer yıllara ait araçların küçümsenmeyecek kadar fazla olduğu. Eğer ÖTV makul bir değere indirilse otomobil satın alım gücü artar ve bu eski araçlar da otomatikman trafikten kalkmış olur. Belki bu da bize, düşen ölümlü kaza sayısı olarak geri döner.