Honda ülkemizde çok başarılı bir dönem geçiriyor. Ne yazık ki küresel çaptaki değişimler bu sürecin sonunun kendisi gibi parıltılı olmasını engelledi. Bir iki yıl içinde Honda’nın Türkiye’deki üretimi sonlandırılacak. Bu karar ülkemizle de ilgili değil. Honda tüm Avrupa üretimini bitiriyor, çünkü dizel üretimi eskisi kadar karlı bir iş değil. Sonuçta eski kıta, artık dönüşüm geçiriyor. Bu dönüşümün Honra cephesindeki en ilginç göstergelerinden bir tanesi CR-V’nin yeni nesli. Bu orta sınıf SUV artık dizel motorlu versiyona sahip değil. Dizel motorun boşluğunu doldurma göreviyse hibrit motorlu versiyona verilmiş.

CR-V Hybrid iki motorlu yapıya farklı bakış açısıyla yaklaşan ilginç bir deneme. 2,0 litrelik benzinli motoru Atkinson çevrimiyle çalışıyor ve hacminden beklenenden daha az olan 145 HP güç ve 175 Nm tork üretiyor. Bu motora eşlik eden 1 değil 2 tane de elektrik motoru var. İlk bakışta 4 tekerlekten çekişli bir araç için bu gayet makul görünebilir ama Honda bu yapıyı tamamen farklı şekilde kullanıyor. Sıradan bir hibrit yapıda içten yanmalı motora destek olan bir elektrik motorundan bahsetmek daha doğrudur. Elektrik motoru ilk kalkışta aracı kendisi hareket ettirebilir, hatta bir süre sadece elektrikle de gidebilir ama sürüşün çoğunda içten yanmalı motoru destekleyip pilleri şarj etmek için kullanılır. Honda’nın i-MMD adını verdiği hibrit sistemdeyse roller değiştirilmiş. İçten yanmalı motor sürüşün çoğu bölümünde pasif bir göreve sahip. CR-V’nin genel yapısını çok bozmamak ve ağırlığını artırmamak adına küçük kapasiteli olan lityum-iyon pilleri beslemek benzinli motorun ana görevi. Bunun için de ikinci elektrik motorunu jeneratör olarak kullanıyor. Ana güç kaynağıysa 184 HP güç ve 315 Nm tork üreten büyük elektrik motoru. Aktarma için klasik bir seçim olan CVT yerine tek oranlı bir şanzıman seçilmiş. Bu nedenle ilk kalkışı elektrikli motoru yapmak zorunda. Zaten kalkışın ardından otoyol hızlarına erişinceye kadar da benzinli motorun tekerleklerle bağlantısı olmuyor. Hız düşük olduğu sürece benzinli motor jeneratörü çalıştırıyor, jeneratör pilleri besliyor ve piller de büyük elektrik motoruyla aracı ilerletiyor. Otoyol hızlarına çıkıldığındaysa kilitli bir kavrama yardımıyla normal hibrit moduna geçiliyor ve içten yanmalı motor aracı ilerletme görevini üstleniyor. Sonuçta aracın sürüşü hisritter çok elektrikli gibi hissettiriyor ki ilk sürüş yorumlarımızı aşağıdaki videodan izleyebilirsiniz. Son olarak CRV Hybrid 450 bin TL’lik satış fiyatıyla piyasaya sunuldu. Sadece 2,0 litrelik motorun ÖTV’si bile bu abartılı fiyat etiketi için yeterli olmuş ama teselli edecekse donanımın oldukça zengin olduğunu söyleyebiliriz. CR-V Hybrid ülkemizde sadece Executive+ isimli donanım ve 4 tekerlekten çekiş sistemiyle satılıyor.