Chevrolet Corvette ve Ford Mustang. Bu iki model, tarihleri boyunca birbiriyle mücadele etmiş GM ve Ford’un savaşının en keskin kenarlara sahip olduğu arenada mücadele ediyor. Dahası bu iki model bize göre lüks ve zenginlik göstergesi olsa da ABD pazarı için belki orta hallilerin değil ama biraz daha hali vakti yerinde olanların gençlik iksiri olarak işlev görüyor. Çok da ulaşılmaz olmayan fiyatları onları bu savaşa dahil ediyor ama önemli bir handikapla: Bu iki sporcu temelde birer dinozor. Her ikisi de demode yürüyen aksamlara ve motorlara, sadece usta ellerde hızlı olabilen kabiliyet sınayıcı sürüşlere ve pek de kalite kokmayan detaylara sahipti. Ford bunu değiştirmek için hamlesini son nesil Mustang’te yaptı: Arkadaki sabit aks yerine ilk defa çok kollu bağlantılar kullanılmaya başlandı. Bu Mustang’in kaderini değiştirmedi, o hala bir kaldırım canavarı ama rekabeti başka boyuta taşıdığı bir gerçek. Bu değişimle GM yöneticilerinin de gerçekle yüzleşme zamanı geldi; Corvette mevcut kurulumuyla performans sınırlarına çoktan dayanmıştı ve hatta kimi versiyonlar bu sınırları aşmıştı. Devasa motoru ön aksının üzerinde duran ve arkada yaprak yaylara sahip bir spor otomobilin uygun fiyat dışında pek bir efsanesi olmuyordu. Bu nedenle de Ford’un hamlesini görüp yükselttiler, hatta rest çektiler. Yeni nesil Chevrolet Corvette sadece bağımsız arka aksla değil motoru da ortaya taşınmış şekilde tanıtıldı. Bu haliyle Corvette, gerçek performansının zirvesine ulaşmak için artık çok daha fazla alana sahip ve bilinenleri değiştirme potansiyeliyle birlikte geliyor.
Değişimin büyüklüğünü ve nedenlerini yüzeysel de olsa anladığımıza göre önümüzdeki içeriğe geçebiliriz. Genel tasarımı biraz Ferrari modellerini andırıyor gibi algılansa da ortadan motor yerleşimi ve son Corvette neslinin tasarım öğelerinin bir adım ileriye taşınmasından çıkacak doğal sonuç tam olarak da bu olmalı. 4,63 metrelik uzunluğu ve 2,72 metrelik aks mesafesiyle tam bir kompakt sedan boyutlarına sahip olan Corvette, normalde bir motor, 5 kişilik kabin ve devasa bir bagaj sığacak bu alanı iki yetişkin, bir motor ve iki golf çantası taşıyacak kadar yükleme alanı için kullanmış. Yani mühendislik çözümleri için bolca alan artmış olmalı. Bu noktada seçimlerin tamamı sürüş keyfi ve kullanışlılığın bir arada sunulması için kullanılmış. Örneğin sürücünün yol hakimiyeti artması ve görsel olarak spor otomobil hissini sonuna kadar yaşayabilmesi için kokpitin ve koltukların daha alçağa konumlandırılması ya da genel burulmazlığı yükseltmek için kabine girişi engelleyecek geniş kolonlar yerine yüksek basınçla dökümlenmiş alüminyum çerçeveler kullanılması bunların en güzel örnekleri.
Cam kaputun altında (kabul, bu doğrudan Ferrari özenimi) GM’in LT2 olarak adlandırdığı 6,2 litrelik atmosferik beslemeli V8 motor yatıyor. Motor direkt enjeksiyon ve düşük güçte silindir sırası kapatabilme gibi gelişmiş özelliklere sahip. Alüminyum bloklu ve silindir başına 2 supaplı. Ürettiği 492 HP güç ve 670 Nm torkla da büyük hacmin nelere kadir olduğunu gösteriyor. Bu haliyle tahmin edersiniz ki Corvette Stingray spor otomobil dünyasının giriş seviyesini oluşturacak; ama bu öylesine bir giriş olmayacak: 0-100 km/s hızlanma 3 saniye civarında, hatta motor gücünü değiştirmeyen opsiyonel Z51 paketiyle 3 saniyenin atında. Bu başarım için motorun gücü 8 vitesli ve çift kavramalı bir otomatikleştirilmiş manuel şanzıman üzerinden arka aksa aktarılıyor. Yani Corvette teknolojinin getirdiği tüm nimetlerden yararlanıyor.
Ön ve arkada uzun-kısa kollu çift kollu bağlantılar kullanan Corvette, Z51 paketiyle manyetik ayarlı amortisörlere de sahip olabiliyor. Chevrolet’nin iddiasına göre Corvette bütün bu bileşenleri sayesinde kullanışlı bir günlük hayat yardımcısı olmasının yanında rekabete çok açık bir pist yarışçısı da olabilecek. Son olarak henüz fiyatı açıklanmadı ama GM yetkilileri Corvette’in başlangıç fiyatının 60 bin Dolar’ın altında olacağı sözünü verdi. Bu da bizim ağlamaya başlayacağımız nokta olmalı, zira Türkiye’de 60 bin TL’ye satın alınabilecek yeni bir otomobil neredeyse kalmaması bir yana bugünkü kur üzerinden hesaplasak 60 bin Dolar’ın karşılığı olan 300 bin TL’ye de ancak orta sınıf bir sedan satın alınabiliyor.