Alfa Romeo’nun eski güzel günlerine dönmesi neredeyse her otomobil sevdalısının gönlündedir. Böylece can alıcı güzellikte ve tadı damakta kalan sürüşe sahip modeller en azından seçim listesinde bulunabilir. Tabii zaman değişti, Alfa’nın da eskiden olduğu gibi olması zor ama yine de ruhu yetebilir. Stellantis birleşmesi bu yolda önemli bir şans getirdi. 2000’lerin başından bu yana kullanılan altyapılar ve modern olmak için fazla naif motorlar yerine güncel teknolojilerle rekabet gücü artan bir Alfa Romeo söz konusu. İşte bu yeni imkanlarla tanıtılan ilk model Milano oldu; bir iki gün sonraysa adı Junior olarak değişti. Zira İtalya, İtalyan olduğu düşünülecek isimlere sahip ürünlerin İtalya dışında üretilmesini engelleyen bir yasaya sahipmiş ve Milano da İtalya dışında (Polonya) üretilecek ilk Alfa Romeo olacaktı. İşin garibi bu yasanın varlığını Stellantis yöneticileri de bizimle birlikte öğrenmiş gibi. Bu tabii ki bir şaka, zira İtalyan isimli otomobillerin başka ülkelerde üretilmesi yeni bir durum değil. Bugüne kadar sorun olmayan bu seçim, muhtemelen popülist bir yaklaşımla bugün sorun oldu. Öyle ya da böyle, şimdi ‘Bul ve değiştir’ zamanı.

Konumuza geri dönersek; Alfa Romeo’nun ömürleri dolduktan yıllar sonra üretimden kaldırdığı hatchbackleri MiTo ve Giulietta’nın yerini tutmaya çalışacak olan Junior, güncel pazar şartlarında bu iki modelin bulunduğu sınıfları yok eden küçük SUV’lardan bir yenisi. Peugeot 2008, Opel Mokka ya da Jeep Avenger gibi modellerin de kullandığı CMP altyapı üzerinde yükseliyor ve 4,17 metrelik uzunluğa sahip. Modelin tasarımında Alfa’nın köklerine önemli göndermeler var: Izgarada iki farklı tasarımla klasik Alfa Romeo yazısı ya da insan yiyen ejderha başı kesimli bir koruyucu geliyor, jantlarsa meşhur yonca yaprağı biçimli Alfa jantlarının yeniden yorumlarına sahip. Bunun dışında güncel trendler takip edilerek baskın bir ışık imzası için burun tasarımı farklılaştırılmış ve belki de ızgaranın vurgusu gereğinden daha fazla hafifletilmiş. Kaslı yan çizgiler ve ördek kuyruğu şekilli spoilere sahip bagaj kapağı da Junior’ı küçük bir muscle car haline dönüştürmüş. Alfa’nın 156 ile hayatımıza soktuğu gizlenmiş arka kapı kolları bu kaslı yapıya çok iyi uymuş.

İç mekanda daha az Stellantis daha çok Alfa izi var. Kokpit Guilia ve Stelvio’da kullanılan mantığa sahip. Derine yerleştirilmiş gösterge ekranları ve havalandırma çıkışlarının altında yer alan bilgi-eğlence sistemi ekranı kokpitin sürücü odaklı yapısını korumaya yardımcı oluyor. Jeep tarzı havalandırma kumandaları da bunların en altına yerleşmiş. Keşke marş düğmesinin direksiyonun üzerindeki yeri de korunsaymış ama bunun yerine vites konsolunun ön kısmandaki PSA konumuna yerleştirilmiş. Makul genişlikte arka koltuklar ve 400 litrelik bagaj hacmi Junior’ın diğer yaşam unsurları.

Teknik konusunda genel durum bilindik: Alfa Romeo Junior Ibrida (İtalyanca hibrit) olarak anılacak olan içten yanmalı motora sahip versiyon, 3 silindirli, 1,2 litre hacimli ve 48V elektrik sistemiyle desteklenen hafif hibrit motora sahip olacak. 136 HP güç ve 230 Nm tork üreten bu motor, içinde 23 kW güç üreten bir elektrik motoru olan 6 vitesli çift kavramalı bir şanzımanla gelecek. Tabii performans verileri içten yanmalı motorla sınırlı. Zira bu sistem sadece elektrik motoruyla ilerlemeye imkan tanısa da seri olarak çalışabilen gerçek bir hibrit değil.

Junior Ibrida, hem Stellantis çatısı altandıki hem de dışarıdaki rakip modellerden farklı olarak 4 tekerlekten çekiş sistemiyle de satın alınabilecek. Q4 olarak anılacak bu versiyonda ikinci bir elektrik motoru arka aksa güç vermek için kullanılacak. Maksimum güç yine değişmeyecek çünkü bu motorun sadece düşük hızlarda hareket kabiliyeti sağlamak için kullanılması planlanıyor.

İkinci versiyonsa Junior Elettrica olarak anılacak olan; tahmin etmişsinizdir elektrikli versiyon. 50,5 kWs’lik net batarya kapasitesine sahip olan Milano Elettrica’nın baz versiyonu 156 HP güç üreten önden konumlu motorla gelecek. Veloce versiyonunda ise 240 HP güç üreten bir elektrik motoru kullanılacak. Bu motor da önde konumlu olacak ama hem gücün aktarılması hem de performansın kontrolü için bir dizi farklılıkla gelecek: Daha geniş iz açıklıkları, 25 mm alçaltılmış sürüş yüksekliği ve tabii ki mekanik diferansiyel kilidi. Bunun yanında beklenmedik derecede direkt alarlanmış direksiyon sistemi, daha güçlü fren sistemi ve performans lastikleri de Veloce için sunulanlar arasında.

Alfa Romeo Junior’ın Türkiye karayollarına sonbahar aylarında giriş yapması bekleniyor. Ön talep için defterlerin açılmasıysa ilkbahar aylarının sonlarında gerçekleşecek.