BMW’nin felsefesi oldukça çekici. Olabildiğince sürücü dostu bir otomobil geliştirmek ve tüm odağın sürüş keyfi olması Bavyeralı üreticinin popülerliğinin arkasındaki en önemli etkenlerden biri. Fakat iş lüks sedanlara geldiğinde durum sertçe değişiyor. Çünkü kimse bir 7 Serisi’nin direksiyonuna geçip gazlamak istemiyor. Bunun yerine arka koltuğa kurulup piyasaları takip etmek çok daha önemli. Sürücü dostu bir otomobilin aynı anda yolcu dostu olması da biraz zor. Yeni 7 Serisi ise bu yargıyı yıkma iddiasında. Peki bunda ne kadar başarılı olmuş?
1- Nedir?
BMW’nin üst sınıftaki lüks yol gemisinin uzun şasili versiyonu. Kısa şasili versiyonun bile boyu 5,10 metre ve aks mesafesi 3,07 metre. Uzun şasili versiyonsa daha da iri; boyu 5,24 metre ve aks mesafesi de 3,21 metre. Kıyaslamak isterseniz diye yazalım; 5 Serisi’nin boyu 4,91 metre ve aks mesafesi de 2,97 metre. BMW modelleri birbirine benzer ve bu durumdan en çok zarar gören doğal olarak her zaman 3 Serisi’nden çok da farklı görünmeyen 7 Serisi olur. Bu yeni nesil de bilindik BMW tasarım ayrıntılarına sahip ve küçük kardeşlerinden çok da farklı görünmüyor. Fakat eğri oturup doğru konuşalım, bolca krom ve devasa boyutları sayesinde kimse bu 7 Serisi’ni 3 Serisi’yle karıştırmayacak. Muhtemelen önümüzdeki yıl içinde tanıtılacak olan yeni 5 Serisi nesli bu durumu dramatik bir şekilde değiştirecektir ama o güne kadar 7 Serisi sahipleri farklılığın keyfini sürebilir.
2- İç mekanı nasıl?
BMW’nin lüks sınıf için yolunu değiştirdiğinin en önemli kanıtları iç mekanda görülüyor. Daha önce diğer modellerden tanıdık kumandaların 7 Serisi iç mekanında kullanılmasında sakınca görmeyen BMW, yeni nesil için tamamen özgün kumanda birimleri tasarlamış. Tüm düğmeler kaliteli kaplamalara sahip ve alüminyum ışıltısıyla çok etkileyici bir tablo oluşturuyor. Otomobilin pahalı ve gösterişli bir lüks sınıf üyesi olduğu tüm detaylarda vurgulanmış ve hem işçilik hem de malzeme kalitesi oldukça yüksek.
3- Arka koltukları nasıl?
Geniş, rahat ve abartılı. Diz mesafesi binek araçlarla kıyaslanamayacak kadar fazla. Eğer isterseniz arka koltukları da elektrikli ayarlanabilir alabiliyorsunuz ama açıkçası ayar kabiliyetleri çok kısıtlı. İki koltuğun arasındaki konsolun içinden bir masa çıkabiliyor, eğlence sistemini Samsung imzalı bir tabletin dokunmatik ekranı üzerinden kumanda edebiliyorsunuz ve bu sırada kendinize hoş bir masaj yaptırabiliyorsunuz.
4- Teknolojik donanımları nasıl?
BMW lüks sedanında tüm teknolojik gelişmeleri seferber etmiş. Bir çok aktif ve pasif sürüş yardımcısı artık kompakt sınıfta bile olduğu için değinme gereği duymadıklarımız listesinde yer buluyor. Dokunmatik havalandırma kumandaları hem şık görünüyor hem de etkileyiciliği arttırıyor. Fakat her teknoloji hayatı kolaylaştırmıyor. Örneğin el hareketlerine duyarlı kumanda birimi. Parmağınızı iDrive ekranı karşısında çevirerek radyonun sesini açabiliyorsunuz. Fakat bu işi elinizin zaten durması gereken direksiyon üzerinden yapmanız da zaten çok kolay. Anahtarın üzerindeki bir ekran yardımıyla kimi bilgilere ulaşmanız da mümkün. Fakat bu bilgiler zaten farkında olmanız gereken yakıt seviyesi ve kapıların kilidi gibi yüzeysel bilgilerden ibaret. Bunları görmek için kullanılan ekran yüzünden anahtar pantolon cebinde şüpheli bir kabarıklık yaratacak kadar iri ve anahtarın şarj edilmek zorunda olması da can sıkıcı.
5- 2,0 litrelik benzinli motor nasıl?
730Li’nin kaputu altındaki 2,0 litrelik motor sayesinde 7 Serisi gibi bir lüks sedan vergi sistemimizin gözünde orta sınıf bir araç olarak sınıflandırılabiliyor ve nispeten düşük vergi dilimine giriyor. Bu motorun yeterli olup olmadığıyla ilgili soru işareti olduğunu sanmıyoruz. Ama yine de değerlendirmemiz gerekirse 258 HP güç ve 400 Nm tork karbon fiber kullanılan üretim teknolojileri sayesinde 1,8 tonda tutulan ağırlık karşısında yeterliden çok daha iyisini sunuyor. Motorun sesi iç mekandan neredeyse hiç duyulmuyor ve gaz pedalı halıya yapıştırıldığında 730Li gerçekten etkileyici bir şekilde hızlanıyor. 730Li sakin kullanımda ve karma yol koşullaında 100 km’de 10,5 litrelik tüketim değeri elde etti. Bu değeri yüksek buluyorsanız belki de rotanızı 730Li’nin neredeyse yarı fiyatına satılan 525d xDrive’a çevirmeniz daha doğru olacaktır.
6- Sürüşü nasıl?
BMW’nin yolunu değiştirdiğinin ikinci büyük göstergesi 7 Serisi’nin sürüş özellikleri. Geçtiğimiz nesilde BMW büyük bir gururla aktif yönlendirmeli arka aksın 7 Serisi’nde kullanılacağını duyurmuştu. Ne yazık ki bu lüks sedan kullanıcılarının umurunda olmadı. Bugünse 7 Serisi sınıfın hakimi Mercedes S Serisi’nin yolunu takip ediyor. Süspansiyon sistemi Comfort+ modunda kabul edilmesi güç bir konfor ve bulutlar üzerinde seyahat deneyimi sunuyor. Bu halde 7 Serisi iç mekanındayken kendinizi kötü yol zemini yoktur beceriksiz süspansiyon sistemi vardır diye düşünürken buluyorsunuz. Ne yazık ki bu modda 7 Serisi’nin ağır gövdesi çok fazla yana yatıyor ve salınıyor. Bu da hızlı virajlarda terletici oluyor. Bu noktada devreye adaptif şasi sisteminin yeni modu giriyor. Eğer şasi seçimini Adaptive’de bırakırsanız 7 Serisi sizin kullanımınıza ayak uyduruyor ve 5 Serisi’nin ataklığına yaklaşamasa da kütlesinden beklenmeyecek kadar canlı bir sürüş sunmaya başlıyor.
7- Fiyatı nasıl?
Yüksek, hatta muhtemelen tahmin ettiğinizden çok daha yüksek. Fakat 700 bin TL’den daha düşük fiyatlı rakibi olmamasından hareketle ve yüksek müsaadenizle 730i ve 730Li’nin fiyatlarının kelepir olduğunu iddia edeceğiz.
BMW 7 Serisi fiyat listesi için tıklayın.
8- Sonuç
BMW ilk defa S Serisi’ne gerçekten rakip olabilecek bir 7 Serisi üretmiş. Muhtemelen kimi kemikleşmiş müşteriler yıldızın havasından vazgeçmeyecektir ama fiyat avantajı ve başarılı özellikleriyle 7 Serisi ilginç bir sürpriz yapabilir.