Honda’nın Türkiye’deki üretim macerası Ekim ayı itibariyle son buluyor. Fabrika üretimi durdurduktan sonra yavaş yavaş yeni sahibine teslim edilmek için hazırlanacak. Bu durum, özellikle yerli üretim Civic ile çok iyi bir fiyat/donanım dengesi sunan markanın elinin gücünü azaltacak. Yeni Civic nesli ithal edilirken gümrük vergilerinden de etkileneceği için pek uygun fiyatlı olması beklenmiyor. Yani Honda’nın Türkiye sedan pazarındaki gücü de hacim potansiyeli de ciddi şekilde darbe alacak. Bunun telafisi için de üretici elindeki uygun sedanların tamamıyla çıkartma yapmayı planlıyor. Sonbaharda önce küçük sınıf sedan City, ardında da orta sınıf sedan Accord tekrar Türkiye pazarına giriş yaparak Civic’e eşlik edecek. Bu yazının konusu en ilginç geri dönüş olan City.
Honda City’nin Türkiye macerası biraz kötü başlamıştı. City markasıyla tanışmamız temelinde bagaj çıkıntılı ve alçak tavanlı bir Jazz olan 4. nesille oldu. Bu otomobil, başarılı iç mekan özelliklerinin üzerine kötü sürüş özellikleriyle Honda markasının ülkemizdeki imajıyla çelişiyordu. Sonrasında gelen 5. nesilse tam teşekküllü bir Honda olmasına rağmen hem fiyatı hem de bir önceki neslin imajı nedeniyle pek kabul göremedi. Sonrasındaysa zaten Civic bütün boşlukları doldurmaya yetecek performans sergiledi ve bugüne kadar City’nin adı bir daha anılmadı. Eylül’de satışa sunulacak olan 7. nesil City ise Civic’i aratmama iddiası taşıyan bir model. Tabii adının hatırasını aşabilirse.
Peki bunun için elimizde neler var? City kompakt ya da C sınıfına göz kırpan bir model. 4,55 metrelik boyuyla pek kısa sayılmaz. Bu haliyle, örneğin Fiat Egea Sedan’dan neredeyse 2 cm daha uzun. Aks mesafesiyse küçük sınıf sınırına daha yakın: 2,60 metre ile Egea’dan neredeyse 4 cm kısa. Yine de iç mekanında yeterince alan sunması sürpriz olmaz. Honda mimarisinin temel kazancı her zaman ferah kabinler olmuştur ve City de bunu sürdürebilir. 506 litrelik bagaj hacmi sınıfının en iyisi olmasa da kesinlikle rekabetçi bir değer.
Kokpitte Civic izleri bulmak mümkün, Türkiye’de durumun nasıl olacağı henüz belli değil ama Hindistan gibi pazarlarda büyük dijital gösterge tablosu, tam bağlanılabilirlik sunan 8 inçlik multimedya ekranı gibi donanımlar iç mekanı şenlendiriyor. Lafı açılmışken yine Hindistan versiyonu donanım açısından da oldukça zenginleşebiliyor: Aracın yanından uzaklaşınca kapıları kilitleyen anahtarsız giriş ve çalıştırma, yan dikiz aynalarının altında konumlu çapraz geri görüş kameraları, arka koltuklar için havalandırma çıkışları ve USB portları, katlanabilir güneşlikler gibi donanımlar Türkiye’ye gelirse ilgi çekici olabilir. Tabii fiyat odaklı bir model için bunların bazıları abartılı kaçacaktır ama en iyisi bekleyip görmek. Honda modelle ilgili ilk açıklamasında güvenlik donanımlarının zenginliğine atıfta bulunduğu için 6 havayastığı gibi donanımların mutlaka olacağı ve bu sınıfta sunulmayan bir iki tane aktif güvenlik donanımıyla bunun desteklenmesi de beklenebilir.
Honda City Türkiye’ye 1,5 litrelik benzinli motor ve CVT şanzıman ikilisiyle gelecek. 121 HP güç ve 145 Nm tork üreten motor 1,1 ton boş ağırlığa sahip otomobili rahatça hızlandıracaktır. Aslında City’nin 1,5 litrelik dizel motora sahip bir versiyonu da bulunuyor ama bu versiyonda otomatik şanzıman yok ve Türkiye’de Honda demek otomatik şanzıman demek. Önde McPherson arkadaysa torsiyon çubuklu süspansiyon sistemi, bir kaç tane sürüş yardımcısıyla destekleniyor. Örneğin ESP’nin sınırlayıcılığından bağımsız ama daha net bir sürüş çizgisi için City’nin frenlerine ayrı ayrı müdahale edebilen bir sistem sunulanlar arasında.