Range Rover da çok yeteneklidir ama kabul edelim, kimse 800 bin TL’lik bir aracı çamura sokmak istemez. Range Rover Sport’sa asfaltta daha mutlu bir model ve bunu lastikleriyle bile rahatça anlatabiliyor. Defender tam bir arazi kurdu olmasına rağmen ilkelliğiyle günlük hayatta yakınınızda tutmak isteyeceğiniz bir yol arkadaşı değil. Sonuçta arazi kabiliyetiyle günlük hayatı bir arada tutan tek Land Rover modeli olarak Discovery kalıyor.
New York Otomobil Fuarı öncesinde tanıtılan Discovery Vision konsepti bu saptamayı geçersiz kılma tehlikesi yaratıyor. Discovery Vision çok da küçük olmayan bir araç. Ebatları henüz açıklanmadı ama araç Freelander’ın ikamesi olmak için fazlasıyla büyük görünüyor. Bu da akıllara 5. nesil Discovery olup olamayacağını getiriyor. Land Rover, konseptin sadece Discovery ailesinin tasarım dilini gösterdiğini söylüyor. Umarız öyledir.
Çünkü gösterilen konsept bir arazi aracına değil yerden yüksek bir van ya da 7 koltuklu bir crossovera ait. B sütunlarının yokluğu bu yoldaki ilk kanıt. B sütunun olmaması burulma direnci konusunda en az tavanın olmaması kadar kötü bir haber. Ve amacınız arazide başarılı sürüş gerçekleştirmekse lastiklerinizin yere basabilmesi için normal bir araçtan çok daha fazla burulma direncine ihtiyacınız var. Eğer Land Rover mucizevi bir metalle fazladan direnç elde etmediyse, B sütunu olmayan bir arazi aracında devasa bir omurga misali yüksek bir orta tünel bulunmalıydı. Fakat fotoğraflar düz bir zemini gösteriyor.
B sütunsuz yapı ve arkadaki intihar kapıları (sürüş yönünün tersine açılan kapılar için eski bir tanımlama) gösteri unsurları olmaktan öteye geçmeyecek gibi görünüyor. Çünkü konseptin kapı yerleşimi ters menteşelerin üretime uygun şekilde yerleştirilmesine izin verecek şekilde tasarlanmamış. B sütununun yokluğu normal bir kapı yerleşiminde anlamsız olacaktır.
Korkularımızı bir kenara bırakıp konseptin sunduklarına bakarsak, Land Rover’ın özellikle arazi sürüşleri için bir devrim yapma planı olduğu dikkatimizi çekiyor. Arazi kullanımı teknolojileri o kadar fazla ki akla Discovery’inin bir croosovera dönüşmesinin gizlenmeye çalışıldığını getiriyor. Bu teknolojilerden bahsetmek gerekirse; kameralar yardımıyla kaputun altındaki zeminin görüntüsünü cama yansıtan sistemden daha önce bahsetmiştik. Bunun yanında zorlu geçişlerde ve römork bağlarken Discovery’i uzaktan kumanda etmeye yarayacak bir sistem de gelecek. Böylece sürücü tek başınayken de bu can sıkıcı kör manevraları gerçekleştirebilecek. Bu çok çok düşük hızlarda da olsa yarı otonom sürüş anlamına geliyor. Bunun dışında sis lambalarının yakınına yerleştirilmiş lazerler sayesinde Discovery hem zeminin haritasını çıkartabilecek hem de yoldaki engelleri daha farlar aydınlatmadan sürücüye bildirebilecek. İç mekandaysa pek çok fonksiyonun fiziki kumandalar erine el hareketleriyle devreye sokulacağı açıklandı.
