Apple’ın mobil cihazlarında kullandığı iOS, neredeyse her kullanıcının gönlünde yer edinen bir sistem. Onu bu kadar etkileyici kılansa sezgisel kullanımı. Normal hayatta bir işlev için kullanacağınız vücut diliniz iOS’ta da aynı işlev için tanımlanmış. Bu işletim sisteminin kurulu olduğu cihazları içgüdüsel olarak kullanmak mümkün. Şimdiyse Apple bu sezgisel kullanımı otomobil üreticilerine pazarlamaya başlıyor. İlk olarak yıl sonunda tanıtılacak ikinci nesil Volvo XC90’da kullanılacak sisteme üreticiler adeta saldırmış durumda. Volvo’nun dışında Mercedes, Honda, Hyundai ve hatta Ferrari bu arayüzü otomobillerinde kullanmak için harekete geçti. BMW-Mini, Chevrolet, Ford, Jaguar, Land Rover, Mitsubishi, Nissan, Opel, Peugeot-Citroen, Subaru, Suzuki ve Toyota da ilerleyen dönemlerde modellerini bu sistemle donatacak.
CarPlay’in ne yaptığına kısaca değinmek gerekirse, iPhone’un Lightning isimli yüksek veri transferi sağlayan kablosu (evet bu devirde kablolu bağlantı, WiFi ilerleyen dönemde gelecekmiş) otomobilin multimedya ekranına telefonun ekranını yansıtıyor. Yazılımın yaptığı farklı çözünürlüğe uyum ve otomobilin diğer sistemleriyle veri alışverişi. Eğer sıkı bir otomobil fanıysanız bu açıklama kulağınıza tanıdık gelmiş olabilir. Şu anda Chevrolet Trax’ta sunulan MyLink isimli sistem de aynısını yapıyor. Hatta eğer anlaşabilirseniz bu sistemde de Apple’ın sesli komut sistemi Siri’yi kullanabiliyorsunuz.
Ortada konunun daha farklı bir boyutu daha var. Evet Apple ürünleri büyük bir prestije sahip, evet ünlüler onları çok seviyor, evet şık görünüyorlar evet ben de iPhone ve iPad sahibiyim. Fakat bütün bu duygusal sebepler tüm üreticilerin belli bir formata yönelmesi için yetmemeli. Çünkü 2013 yılında akıllı telefon pazarında Android’in pazar payı, sıkı durun, yüzde 79’a dayandı. iOS’un payıysa sadece yüzde 15. Yani sektörün önde gelen üreticileri akıllı telefon kullanan her 10 kişiden 1,5’uğu için geliştirilmiş bir ürün için sıraya girmiş durumda.