Bu sayfalarda Audi’nin tasarım dilinin tekdüzeliği ve A3 Sedan’dan A8’e kadar bütün modellerin birbirine ne kadar çok benzediğine dair bir çok yazı okudunuz. Hatta büyük bir kamu hizmeti yaparak Audileri birbirinden ayırma rehberi bile hazırladık. Şimdiyse Audi bütün bunların ötesine geçmeye hazırlanıyor. Eğer Los Angeles Otomobil Fuarı’nda tanıtılan Prologue konsepti çok fazla değişmeden hayata geçirilirse, Audi’nin tasarım sorunlarıyla ilgili tüm sözlerimizi geri alacağız. Prologue bir Audi’nin, bir Audi gibi görünmesine rağmen yine de özgün olabileceğinin kanıtı.
Ingolstadlı üreticinin yeni baş tasarımcısı Marc Lichte yeni konsepti ve Audi’nin yeni tasarım dilini tanımlarken “Audi, sportiflik, hafiflik ve quattro ile tanınan bir marka. Prologue ile biz bu üç unsuru yeni bir forma kavuşturduk” diyor. Bugün bakınca bu biraz abartılı bir anlatım gibi görünebilir ama bu daha bir başlangıç. Kimse Audi’den tripezoid ızgaranın yanındaki ince dikdörtgen farlardan bir anda vazgeçmesini beklememeli. Bunun yanında kabul etmemiz gerekir ki Prologue önümüzde de gitse arkamızda da gitse onun Prologue olduğunu rahatça anlayabiliriz.
Otomobilin iç mekanı da yeni tasarım akımından etkilenecekmiş. Hikaye kipi kullanıyoruz çünkü Prologue’un iç mekanı bir konseptin iç mekanı nasıl görünmesi gerekiyorsa öyle görünüyor. Yani en azında bugün için gerçek dışı ve kullanışlılık, üretilebilirlik ya da ergonomi gibi konular tasarımın arkasında kalmış durumda. Sonuçta güncel kullanıcılar tamamen sanal kumandalarla donatılmış bir kokpitte kendini rahat hissetmeyecektir. Belki iPad olmayan bir dünyada yaşamamış kullanıcılar otomobil satın alacak çağa geldiğinde bu konuyu tekrar konuşabiliriz.
5,10 metrelik bir coupe olan Audi Prologue yollara çıktığında muhtemelen A8 Coupe ya da A9 Coupe olarak adlandırılacak ve Mercedes S serisi Coupe’yle mücadele edecek. Konseptte kullanılan motor bu kapışma için yeterince güçlü. 4,0 litrelik V8, bir çift turbo besleme sayesinde 605 HP güç ve 700 Nm tork (overboostla 15 saniye boyunca 750 Nm’ye yükseliyor) üretiyor. Prologue’un boş ağırlığı 1,9 tonun biraz üzerinde ve 8 vitesli otomatik şanzıman üzerinden 4 tekerleğe birden aktarılan güç sayesinde durur halden 100 km/s hıza ulaşması sadece 3,7 saniye sürüyor.
Audi Prologue’un tekniğiyle, sadece yeni tasarım dilini gösteren konsepte göre fazlaca detay vermiş. Yeni geliştirilen 5 kollu süspansiyon sisteminde adaptif havalı amortisörler kullanılmış. Bunun yanında Prologue’da Porsche’den alınan aktif yönlendirme yapabilen bir arka aks da kullanılıyor. Sistem gerekli hallerde arka tekerlekleri 5 dereceye kadar döndürüyor ve dönüş çapını düşürmek ya da virajlarda dengeyi arttırmak için uğraşıyor. Son olarak Prologue 48 Volt’luk elektrik sistemine sahip. Yani Audi’nin üzerinde çalıştığı elektrikli turbo beslemeye sahip motorlar için şimdiden hazırlıklı.