Hızlı hatchback kavramı artık biraz daha değişti. Eskiden güçlü motora sahip herhangi bir hatchback hızlı hatchback olarak anılabiliyordu ama bugün 180 HP güce sahip motoruyla aramızda gezen ve gayet normal algılanan kompakt hatchbackler var. Hal böyle olunca da özellikle premium markaların daha fazlasına ihtiyaçları doğuyor. Örneğin BMW’nin M135i’si 3,0 litrelik motordan 320 HP güç alıyor ve isteleyene arkadan çekiş isteyeneyse 4 tekerlekten çekiş seçeneği sunuyor. Bu o kadar etkileyici gelmediyse Mercedes de A45 AMG’de 2,0 litrelik motordan 360 HP güç alıyor ve gücünü 4 tekerleğe birden aktarıyor. Audi ise bu yolda daha eskiden beri varlık gösteriyordu. İlk nesil RS3 2,5 litrelik 5 silindirli motorundan 340 HP güç alıyordu, A45 AMG’nin verilerine bakınca bunun artık yetersiz olduğunu anlamak çok zor değil.
Bu yüzden Audi mühendisleri motoru elden geçirmiş ve motor gücünü Mercedes’ten 7 HP daha yükseğe çıkartmayı başarmış. RS3 artık 367 HP güç ve 465 Nm tork üretebilen bir motora sahip. Bu sayede 0-100 km/s hızlanmasını 4,3 saniyede tamamlıyor (evet bu bir kompakt hatchback) ve son hızı da isteğe bağlı olarak 280 km/s’ye çıkartılabiliyor (istemezseniz 250 km/s’de limitli). Bu değerlerin ikisi de A45 AMG’den daha iyi ve bunun burada biteceğini sanıyorsanız yanılıyorsunuz; Mercedes önümüzdeki yıl içinde A Serisi’ne makyaj uygulayacak ve bu operasyonla A45 AMG’nin motor gücünün yükseltileceğinin de garantisi şimdiden verildi bile.
Bu garip yarıştan ayrılıp asıl konumuza dönebiliriz. İlk nesil RS3’ün motor gücünü aktarmak konusunda ciddi sorunları vardı. bir önceki nesil A3 motoru ön aksa çok yakın olan ve önden kaymaya eğilimli bir araçtı ve quattro da bu durumu çok fazla değiştiremiyordu. Bu sistemin üzerine bindirilen aşırı güç de sonuç olarak daha da fazla önden kayma yaratıyordu. Bu etkiyi azaltmak için Audi farklı yöntemler denedi. Örneğin RS3’ün ön lastikleri arka lastiklerinden daha genişti. Ne yazık ki bunun kalıcı bir çözüm olduğunu söylemek zor. Önden kaymayı azaltan bu kurulum, ön lastiklerin ömrünün bir kelebeğinki kadar kısalmasına neden oluyordu. Yeni nesilse daha iyi bir başlangıca sahip. MQB yani modüler platformsa bunu değiştirebilir. Yeni şasisi sayesinde RS3 çok daha keyifli bir otomobil haline gelebilir. Tabii bunu söylemek için kullanmak şart.
RS3’ün çoğu özelliği değişmeden kalmış. Gövde eklentileri ne göze batıyor ne de gücünü saklıyor, isteğe bağlı olarak daha geniş ön lastiklerle donatılabiliyor ve gücünü 7 vitesli çift kavramalı otomatikleştirilmiş manuel şanzıman üzerinden aktarıyor. Model Mart ayında düzenlenecek Cenevre Otomobil Fuarı sonrasında satışa sunulacak.
