Otomobili bir ihtiyaçtan çok aksesuar olarak görenlerin en çok sevdiği modellerden biri şüphesiz Mini Hatchback. Küçük boyutlarına rağmen hiç de düşük olmayan fiyatı, kişiselleştirme seçenekleri ve sevimli tasarımıyla bu otomobil, mobilite ihtiyacının tarzla buluşmasını temsil ediyor. Peki yeni nesli bütün bu özelliklere daha fazlasını ekleyebiliyor mu yoksa eskiden olduğu gibi azla yetinmenin kurallarını uygulamaya devam mı ediyor?
1- Nedir?
Alec Issigonis tarafından geliştirilen ilk nesil Mini’den sonra BMW çatısı altında atasının izinde geliştirilen üçüncü nesil retro. İlk nesli Chrysler motorlarıyla sevenlerin gözünün kör olmasını gerektiriyordu ama ikinci nesil gerçek BMW motorlarına (PSA işbirliğinde geliştirilmiş olsa da) ve kalitesine sahip gerçekten eğlenceli bir otomobildi. 3. nesil ilk bakışta iki selefinin izinden gitmekten başkasını yapmıyormuş gibi görünüyor. Boyu 95 mm, yani neredeyse 10 cm uzamış ama bu artışın sadece 2,8 cm’si aks mesafesinde. Geri kalanıysa yaya koruma normlarına uydurulan ve alışma süresi isteyen burun tasarımına harcanmış.
2- Neler yeni?
Neredeyse her şey. 2 Serisi Active Tourer, gelecek nesil 1 Serisi ve X1 gibi önden çekişli BMW modellerinde de kullanılacak olan yeni altyapı üzerinde yükseliyor, 3 silindirli ve 1,5 litre hacimli benzinli ve dizel motorlara sahip ve iç mekanı da tamamen yenilenmiş.
3- Selefinden daha mı iyi?
Neredeyse her yeni nesil model gibi selefinden daha iyi. Fakat burada kimi parantezler açmamız gerekli. Eğer Mini’nin BMW bayilerinde satılması ve tipi hoşunuza gidiyorsa muhtemelen yeni nesli eskisinden çok daha fazla seveceksiniz. İç mekanı hiç olmadığı kadar kaliteli ve sürüşü de hiç olmadığı kadar olgun. Kumandaları çok daha modern, günlük kullanıma çok daha uygun (bagaj hacmi 51 litre artarak 211 litreye ulaşmış ve 5 kapılı bir versiyonu bile var) ve direksiyonu da çok daha yumuşak. Fakat Mini’yi saf sürüş keyfi sağladığı için seviyorsanız yeni nesil hayal kırıklığı yaratabilir. İki otomobil arasındaki farklar kimileri tarafından beğenilip kimileri tarafından da beğenilmeyecek türden olduğu için en iyisi alt başlıklarla incelemeye devam etmek.
3A- İç mekan
İkinci nesil Mini’nin iç mekanı bariz zayıflıkları olan ama kullanıcılarının bunları zamanla unuttuğu bir yerdi. Malzeme kalitesi çok iyi değildi ama işçilik kalitesi çok yüksekti, tava büyüklüğündeki devasa hız göstergesi takip edilemiyordu ama devir göstergesinin içinde küçük bir dijital hız göstergesi de vardı, cam kumandaları orta konsolun en altındaydı ama bu düğmelere dokunmak bile keyif veriyordu. Yeni nesilse hatalardan ders almış bir tavır içinde. Malzemeler çok daha kaliteli, kumanda yerleşimleri de diğer otomobillerde nasılsa öyle: Hız göstergesi direksiyonun arkasında, cam kumandaları kapıda ve ayarlar için de tek bir düğmeyle bulmaca çözmek yerine büyük bir ekran ve çevirmeli seçim düğmesi kullanılıyor.
3B- Sürüş
Eğer otomobili A noktasından B noktasına gitmek için kullananlardansanız yeni nesil sizi çok mutlu edecek. Sakin kullanımlarda çok daha sessiz, süspansiyon sistemi artık darbe emiş için de kullanılıyor ve direksiyonu park manevraları için daha yumuşak. Fakat selefinin saf sürüş keyfinden çok uzakta. İkinci nesil Mini, sürücünün uzvu gibi davranan bir otomobildi. Kimi zaman yönlendirme için o yöne bakmanız bile yeterliydi, burnu yere çivilenmiş gibi tutunurken arkası da sizi sınamak için darbe anı kollardı. Yeni nesil ise sürücüyle iletişim anlamında takip ettiği modelden çok daha kopuk. Eğer zengin donanımlı versiyonlardan birini alırsanız adaptif şasi kontrolü de almış oluyorsunuz ve Sport modunu seçip bunları büyük oranda değiştirebilirsiniz. Böylece geriye sadece düz konumda hassas olmayan direksiyon kalıyor ki bunu da farketmeniz için gerçek bir sürüş gurmesi olmanız gerekli.
4- Yeni motor nasıl?
1,5 litrelik benzinli motor 3 silindirli motorların tüm zayıflıklarına ve turbo beslemeli bir motorun tüm güçlü yönlerine sahip. Rölanti seviyesinde inanılması güç bir titreşim üretiyor ve start&stop sistemi motoru çalıştırdığında Mini olduğu yerde zıplıyor. Sesi aslında o kadar da dikkat çekici değil ama alt devirlerde yarattığı uğultu nedeniyle de göz ardı edilemiyor. Bunun yanında çekişi çok kuvvetli. 136 HP güç ve 220 Nm tork üretiyor ve bunları eski neslin makyaj öncesi Cooper S versiyonlarını hatırlatan performans hissine dönüştürüyor. Motorun devirlenme istekliliği çok yüksek, özellikle adaptif şasinin Sport modunda da gaz pedalı tepkileri turbo beslemeli bir motor için kesinlikle çok iyi. Yakıt tüketimi açısındansa o kadar da büyük bir ilerleme yok. 100 km’de 8 litre civarında tüketime sahip ve bu değer eski Cooper’la neredeyse aynı. Bu halde de yükselen performansa rağmen aynı tüketimin elde edilmesi takdir görebilir.
5- Eğlenceli mi?
Genel olarak sürüşü eskiye oranla çok daha homojen. Zorlandığında artık önden kaymaya başlıyor ama bunun için limitlerde bir hayli zaman geçirmeniz gerekiyor. Direksiyonu düz konumu dışında yeterince hassas, iletişimi eskisi kadar iyi değil ama yine de keyifli. BMW’nin iDrive’ı sayesinde multimedya sistemi farklı oyuncaklara sahip. Performans göstergesi ya da tutumluluk göstergesini seçmek mümkün. Kişiselleştirme seçeneklerinde de değişiklik yok, kırmızı karoser üzerine beyaz tavanlı ve beyaz şeritli bir Mini hala göze hoş geliyor.
6- Konforlu mu?
Süspansiyon sistemi eskisinden çok daha konfor odaklı, ses izolasyonu da çok daha iyi. Fakat hala konforlu bir otomobil olduğu söylenemez. Kısa darbeler iç mekana aynen iletiliyor ve 90 km/s hızın üzerine çıktığınızı direksiyonun arkasındaki küçük hız göstergesi yerine rüzgar sesinden anlayabiliyorsunuz. Motorun alt devirlerdeki homurtusu kaba, start&stop sistemi kötü ayarlanmış ama koltukları eskisinden çok daha geniş.
7- Kullanışlı mı?
3,82 metrelik bir otomobil için aslında oldukça kullanışlı. Arka koltuklarda hala kısa mesafesi yolculuklardan daha fazlası için kullanılamayacak kadar dar bir alan sunuluyor ve bagajı da küçük sınıf ortalamalarının gerisinde. Akıllı bir sistemle bagaj zemini koltuk sırtlığının arkasında sabitlenebiliyor ve bu da ek alan anlamına geliyor. Ayrıca arka koltukları asimetrik olarak katlamak da mümkün.
8- Sonuç
Mini geleneklerinden kopmuş demek belki abartmak olacak ama alıştığımız aracısız kullanım keyfini artık yaşayamayacağımız ortada. Bunun yerine genel müşteri beklentilerine uygun olarak daha rafine ve daha tarafsız bir Mini ile karşıkarşıyayız. Sonuçta bir Nissan Qashqai’la aynı fiyata sahip ama boyutları küçük sınıfla mini sınıf arasındaki 3 kapılı bir otomobil satın almayı düşünüyorsanız ne istediğinizi bildiğinizi varsaymanız gerekiyor.