Uzun zaman önce, SUV istilasının başlamasından önce, herkesin gözü futbolcular ve şarkıcılar tarafından şehre getirilen arazi araçlarındayken ve Kia henüz elektrikli camlarla farklılaşmaya çalışan pek de tanınmamış bir üreticiyken Sorento kendi pazarına sahipti. 2,5 litre hacimli dizel motoru, devasa yapısı ama bir şekilde uygun fiyatıyla belki de bugünün Chery modellerinin yarattığı etkiyi yarattı ve karaborsaya düşmeyle kadar giden bir satın alma çılgınlığının merkezinde yer aldı. Tabii bu çok eskide kaldı ve bugünlerde zaman hiç olmadığı kadar hızlı geçiyor. Sorento da bu değişimin bir parçası ve olması gerektiği gibi orta sınıfın ağırbaşlı üyelerinden birine dönüştü. Şimdi son neslin tazelenme vakti.
Sorento çatı marka Hyundai’deki eşleniği Santa Fe’den yarım nesil geriden geliyor. Yani Santa Fe yenilendiğinde Sorento makyajlanıyor, Santa Fe makyajlandığında da Sorento yenileniyor. Bu uyum sorunu iki modelin de kapsamlı makyajlar geçirmesi gibi bir durum yaratıyor. Zira evrimsel olarak en önemli rakibin kardeşindir. Sonuç olarak Sorento son neslinde de bu geleneği bozmadı ve estetik anlamda ciddi bir değişimden geçti. Tabii burada Kia’nın değişen yüzüne yabancı kalmaması da istenmiş olmalı. Sonuçta otomobilin burun tasarımı tamamen değiştirilmiş. Uzunlamasına farlar yerine dikine konumlu farlar, daha geniş bir ızgara, farklı bir ışık imzası, yepyeni bir tamponla birleştirilmiş, yeni gövde renkleri ve yeni jantlar üretime eklenmiş. Arka kısımda daha tutucu çizgeler hakim ama eski tasarımın yeni tasarıma uyumu etkileyici. Dik konumlu stop lambalarının aydınlatma alanları değiştirilmiş, tampon sahte egzoz çıkışları yerine daha sade bir süslemeye kavuşmuş ve yenilikler de bununla bitmiş.
İç mekan da baştan yaratılanlardan. Kapı kolları ve bardaklıklar dışındaki neredeyse her şey değişmiş. Her biri 12,3 inçlik iki ekran artık kokpitin tepesindeki tüm üreticiler tarafından ortak kullanılan alanına yerleşmiş, havlandırma çıkışları dik yerine yatay yerleştirilmiş ve ızgaraları kokpiti enine geçerek dekorasyona dahil edilmiş. Vites kolu çevirmeli bir düğmeyle değiştirilmiş, ambiyans aydınlatmaları güncellenmiş, malzeme seçimleri biraz daha üst düzeye çıkartılmış, iklimlendirme kumandaları değişken ve dokunmatik bir panele taşınmış ve bütün bunların ortasında direksiyon simidi değişmeden kalmış. Temel olarak Sportage bileşenleri Sorento’daki yerini almış bile denilebilir.
Diğer özelliklerse değişmeden kalmış: Sorento, 4,81 metre uzunluğa ve 2,81 metre aks mesafesine sahip iri bir SUV. 3 sıra koltuğunda 7 kişi kapasitesine sahip ve bagaj hacmi de 5 koltuklu versiyonlarda 697 litre, 7 koltuklu versiyonlardaysa 608 litre. 1,6 litre hacimli, turbo beslemeli ve benzinli motorunun elektrik motoruyla desteklendiği bir hibritten güç alıyor. Benzinli motor 160 HP güç ve 265 Nm tork üretirken elektrik motoru 60 Hp güç ve 264 Nm tork üretebiliyor. Sistemin maksimum gücü 215 HP ve torku da 367 Nm. 4 tekerlekten çekiş ülkemizde standart olarak sunuluyor ve güç aktarımı da 6 vitesli ve tork konvertörlü bir otomatik şanzıman üzerinden yapılıyor. Bu sistem performansla yakıt tüketimi arasında bir denge sunmak için çalışıyor ve kullanıldığı araçlarda da sunduğu performansa göre makul tüketim sağlıyor. Sorento için fabrika verisi değerler 100 km’de 7 litre civarında.
Son olarak; Sorento 3.995.000 TL’lik satış fiyatına sahip. Zaten pahalı olan hibrit sistemin üzerine bir de vergi eklenince makul bir fiyat seviyesi sunma imkanı kalmadığı için Çelik Motor tarafından sadece en zengin donanım seçeneği Türkiye’de pazarlanıyor. Bu da donanım listesinin bu sınıftan bekleneceği üzere upuzun hale getiriyor. GSR sonrası zorunlu hale gelen aktif güvenlik donanımları ve fazlasının yanında orta havayastığını da içeren pasif güvenlik donanımları da listede yer buluyor.