Volvo ürün gamını hızlı bir şekilde yeniliyor ama bu durum eski modeller için kötü haberler anlamına geliyor. Örneğin V40, 90 Serisi’nin sahip olduğu çekicilik karşısında yapabileceği bir şey yok ve üzerine bir de yeni motor ailesinden yediği darbe ile zor duruma düştü. Makyaj öncesinde 1,6 lirelik dizel motor ve çift kavramalı otomatikleştirilmiş manuel şanzımanla eli güçlüydü ama artık bu ikili yok. Onun yerine 1,5 litrelik benzinli motor geldi. Peki V40, Thor’un çekicine sahip farlarıyla hala eskisi kadar iddialı mı?
1- Nedir?
Volvo’nun kompakt sınıf hatchbackinin makyajlı versiyonu. Makyajı farketmenin en kolay yolu yeni gündüz farlarını görmek. Bunun dışında çoğu özelliği değişmeden korundu. Boyu 4,37 metre ve aks mesafesi de 2,65 metre. Bu rakamlar kompakt hatchbacklerin ortak kullandığı rakamlar gibi. V40 Volvo müşterilerinin yaş ortalamasını düşürme misyonuna sahip ve bu nedenle de sportiflik ve çekicilik konularında tavizsiz bir cesaretle üretilmiş.
2- İç mekanı nasıl?
Eskiden Volvo iç mekanları böyleydi; sayıları bol ama kafa karıştırmayan düğmeler, kaliteli malzemeler ama neredeyse uykunuzu getirecek kadar durağan bir tasarım. V40 farklılık kazanmak adına çerçevesiz iç dikiz aynası ve üst kısmı cam, rakamları aydınlatmalı vites kolu gibi detaylarla geldi. Kokpitin genel kalite algısı yüksek. Ne yazık ki alan hissi bunun tam tersi. Ön kısım bile biraz dar hissettiriyor, arka koltuklarsa daha kötü. Dar kapıdan içeri geçince dar cam alanları ve büyük ön koltukların neden olduğu daraltıcı hava hemen hissediliyor. Diz ve baş mesafeleri sınıf ortalamasında ama bunu algılayabilmek zor. Bagaj hacmi 324 litre ile sınıf ortalamasının altında kalıyor. Anlayacağınız o kadar boyun ne için kullanıldığı muammalı.
3- Sürüşü nasıl?
Gençleştirme operasyonunda Volvo en küçük modelinin sportif genlere sahip olması gerektiğine karar vermiş. Bu nedenle V40’ın süspansiyon sistemi sert ayarlanmış. Sertlik beklenen başarılı yol tutuşu getiriyor ama konfor kapasitesinin neredeyse tamamını da alıp götürüyor. Ne yazık ki direksiyonun hissiz ve ağırkanlı yapısı da sürüşün safkan sportiflik taşımasını engelliyor. Sonuçta ortaya konforsuzluğu kesin, sportifliği tartışmalı bir sürüş çıkıyor. 1,5 litrelik yeni motor V40’a, ürettiği 152 HP güç ve 1700 d/d’da 250 Nm tork’un yarattığı beklentiden çok daha akıcı sürüş sağlıyor. Büyük bir hevesle devirlenen motor hemen her hızda enerjik hissettiriyor. 6 vitesli otomatik şanzıman genel anlamda motorla uyumlu çalışıyor ama ara hızlanmalarda fazla aceleci davranarak gereksiz yere vites düşürebiliyor.
4- Tüketimi nasıl?
Yüksek. Bizim testimiz sırasında 10 litre/100 km civarında tüketimi vardı ve bu değerin en azından karma kullanımla düşmesi çok zor. Bunun iki önemli nedeni var: Birincisi şanzımanın motorun düşük devirde gelen nispeten yüksek torkuna güvenmeden gerekli gereksiz vites düşürmesi, ikinci ve asıl önemli olansa küçük hacimli motora sahip kompakt sınıf boyutlarındaki bir aracın 1550 kg gibi yüksek bir boş ağırlığa sahip olması. Kıyaslamak gerekirse BMW 118i’nin ve Mercedes A 200’ün boş ağırlıkları 1400 kg’ın biraz altında, Audi A3 SB 1.4 TFSI’ın boş ağırlığıysa 1315 kg.
5- Fiyatı nasıl?
Eğer yakıt tüketimi sizi korkutmuyorsa ve Volvo’nun premium kimliğiyle ilgili bir şüpheniz yoksa fiyatı tam bir kelepir. Yukarıda lafı geçen rakiplerinden hissedilir derecede düşük, hatta onların baz motor seçenekleriyle kıyaslanabilecek kadar iyi bir teklife sahip.
Volvo V40 fiyat listesi için tıklayın.
6- Satın almalı mıyım?
Eğer sadece prestij arıyor ve diğer beklentilerinizin çok önemi yoksa neden olmasın. Genel anlamda tüm ihtiyaçlarınıza karşılık verecek ama neredeyse hiçbirini tam olarak yapamayacak.