Şehirli hayatı benimseyenler için küçük her zaman daha az anlamına gelmiyor. Kimi zaman küçük demek daha fazla da demek. Mesela park yerleri; küçük bir otomobiliniz varsa daha fazla park yeri alternatifiniz vardır. Bu halde işinizi görecek küçük bir otomobil daha fazlasını sunmayı başarır. Bu nedenle küçük otomobillere, özellikle de küçük crossoverlara olan talep her geçen gün artıyor. Üreticilerin bu duruma tepkisi her geçen gün daha iddialı küçük sınıf crossoverlar tanıtmak. Captur’un ikinci nesliyle Renault’nun yaptığı da tam olarak bu.
Detaylardan önce son habere geçelim ama haber hala gelişim sürecinde. Yeni Renault Captur Türkiye’de satışa sunuldu. Fiyatlar, 1,0 litre hacimli ve turbo beslemeli benzinli motor ve manuel şanzımana sahip versiyon için 211.900 TL’den başlıyor. Fakat bu güzel başlangıç diğer versiyonlarda yüzde 80’lik vergi diliminin gölgesine giriyor. 130 HP güç üreten 1,3 litrelik benzinli motor, EDC otomatik şanzımana ve Joy donanım seviyesine sahip bir Captur için gözden çıkartmanız gereken bedel 292.900 TL. Touch adlı orta seviye donanım listesi için 304.900 TL ve Icon isimli üst donanım seviyesi içinse 325.900 TL talep ediliyor. Eğer aynı motorun 155 HP güç üreten versiyonunu tercih etmek isterseniz ki bu versiyon sadece Icon isimli üst donanım seviyesiyle ve EDC şanzıman ile geliyor, cebinizden çıkacak bedel 329.900 TL’ye ulaşıyor. 1,5 litrelik dizel motorun 95 HP güç üreten baz versiyonu maniel şanzımanlı Captur sadece Joy isimli baz donanım seviyesiyle satılıyor ve fiyatı 294.900 TL olarak belirlenmiş. Dizel motor ve otomatik şanzımanı bir arada istersiniz, 1.5 dCi motorun 115 HP güç üreten versiyonu Touch ve Icon donanım seviyeleriyle geliyor ve fiyatları sırasıyla 325.900 TL ve 346.900 TL olarak belirlenmiş. Haberin gelişim aşamasındaki bölümü ise donanımların detayları. İlerleyen günlerde güncellemelerle bu parçalar da tamamlanmış olacak.
Fiyatları öğrendiğimize göre detaylara devam edebiliriz: İlk nesilden 11 cm uzun boyuyla Captur artık küçük tanımlamasının sınırına dayanmış. 4,22 metrelik boyu iki nesil öncesinin kompakt HB’leri ile benzer. Dahası 2 cm’lik artışla 2,63 metreye ulaşan aks mesafesi de benzer şekilde bir önceki nesil kompakt HB’lerle eşdeğer. Hal böyle olunca da Captur’dan beklentiler artıyor. Dış tasarımda, özellikle de ön kısımda son dönem Renault kimliği rahatça görülebiliyor. Zira U biçimli farlar gözden kaçacak bir ayrıntı değil. Arka kısımda ise ülkemizde satılmayan son nesil Scenic’ten izler görmek mümkün. Bütün bunlar van-SUV melezi bir crossover üretmesi için harmanlanmış.
İç mekan özellikleri açısından doğrudan Clio baz alınmış. Dijital gösterge tablosu, baz versiyonda 7 inçlik genişliğe sahipken üst donanımlarda 10,2 inçe kadar çıkabiliyor. Multimedya ekranıysa, muhtemelen donanıma bağlı olarak 9,3 inçlik genişliğe kadar ulaşabiliyor. Bu iki ekranla Captur sınıfının ekran kralı olabilecek konuma yükselmiş. Renault’nun iddiasına göre bu krallık malzeme kalitesi ve donanım zenginliğiyle de devam ediyor ama buna inanmak için Renault’nun sözünden fazlasına ihtiyacımız var. Şimdiden karar vermek isteyenler için, çerçevesiz iç dikiz aynası, auto hold (uzun duraklamalarda fren gücünü ayağınızı pedaldan çektikten sonra da devrede tutan bir sistem) işlevli elektrikli park freni, 1,5 litrelik şişeleri alacak kadar geniş kapı içi cepleri ve arka koltuklar için 2 USB ve bir 12V soketi gibi bir kaç kalemi sayabiliriz. Hatta küçük sınıfta pek görülmedik şekilde elektrikli ön koltuklar gibi donanımları da bu listeye ekleyebiliriz.
Captur’un kalite artışından elde edeceği bolca kazanım var. Fakat alan kullanımı konusunda ilk nesil de çok başarılıydı. İkinci nesil bunu bir adım ileri götürme hevesinde. Hiç de dar olmayan arka diz mesafesi 1,7 cm daha genişlemiş. Dahası bagaj hacmi de 536 litreyle oldukça iddialı. Bu hacim, kızaklar üzerinde 16 cm hareket edebilen arka koltuk sırasıyla elde edilebiliyor. Yani 536 litre yükleme alanı için arka koltuk diz mesafesinden vazgeçmeniz gerekli ki çocuklarınız ayağını yere uzatamayacak kadar küçükse bu pek tabii ki mümkün. Üst donanımlarla gelen Bose yüksek performanslı ses sisteminin bas ünitesi bagajda yer alıyor ama bagaj duvarına gömüldüğü için bagaj hacmini kısıtlamıyor.
Captur CMF-B ismi verilen yeni bir altyapı üzerinde yükseliyor. Bu altyapıyla birlikte motor seçenekleri de büyük oranda değiştirilmiş. 1,0 litrelik ve 1,33 litrelik hacme sahip ve turbo beslemeli benzinli motorlar bu büyük oranı oluşturuyor. 1,5 litrelik dCi ise adının başına aldığı Blue ibaresiyle ölümsüzlüğünü ilan etmiş durumda. 3 silindirli baz motor, 1,0 litrelik hacminden 100 HP güç ve 160 Nm tork üretebiliyor. 5 vitesli manuel şanzımanla sunulacak olan bu motor fabrika çıkışı LPG kitiyle de üretilecek. İkinci motor seçeneği büyük oranda Mercedes tarafından geliştirilmiş olan 1,33 litrelik benzinli motor. 4 silindirli motor 130 HP güç ve 240 Nm ve 155 HP güç ve 270 Nm tork üreten iki versiyonuyla Captur’da kullanılacak. Bu motor modern teknolojilerinin yanında partikül filtresine sahip olmasıyla da ilginç bir makine. 1,5 litrelik Blue dCi ise 115 HP güç ve 260 Nm tork üreten versiyonuyla sunulacak. 1,33 litrelik benzinli motorun her iki güç seçeneğiyle birlikte, dizel motor ise sadece güçlü versiyonuyla 7 vitesli çift kavramalı şanzımana sahip olacak. Bu şanzıman hala EDC olarak anılıyor ama aslında yepyeni bir şanzıman. Dahası ıslak kavramasıyla kuru kavramalı eski nesil EDC şanzımanlardan çok daha dayanıklı alma şansına sahip. Son olarak Catur’un prizden şarj edilebilen bir hibrit versiyonu da olacak. Bu versiyon Clio ürün gamına da dahil edileceği için fazladan öneme sahip. E-TECH plug-in olarak tanımlanan hibrit Cuptur versiyonu, 135 km/s hıza kadar 45 km’lik menzili sadece elektrikli olarak katedebilecek.
x
