Otomobil üretimi konusunda gerçekten çok iyi durumdayız. Ülkemizdeki üretim tesisleri türlerinin en iyileri ve bu tesislerden çıkan araçlar da benzerlerinden daha kaliteli. Tek sorun, bütün bu başarıların başkalarının hesaplarına yapılması. Ve bizim övündüğümüz kaliteli yerli otomobillerin başka yerlerde başka milliyetlere ait görülmesi. TOGG yani Türkiye’nin Otomobili Girişim Grubu’nun amacı da bunu tersine çevirmek.

Muhtemelen orta vadeli planlarında otomobil markası üretmek gibi bir amaçları olmayan ama farklı beklentilerle bu amaçta rol oynayan 5 endüstri devinin birleşimiyle kurulan grup, işi profesyonellere devrederek gerçek bir başarının peşinden koşmaya başladı. Bu uğurda otomotiv devlerinde mesai yapıp üst düzeye erişen uzmanlar bünyede toplandı ve önce bir yol haritası çıkartıldı. Başlarda hibrit üzerine durulduğunun lafları kulağımıza ulaşsa da nihai yol haritası doğrudan elektrikli araç üzerine gidilmesi yönünde çizildi ve start verildi. Bugünün özelliğiyse muhtemelen çok fazla bir anlamı olmayan bir prototiple, gerçekten bir Türk markası taşıyan ve yürüyen bir araçla buluştuğumuz gün olması. Bu arada Türk markası lafını tekrarlayıp duruyoruz ama marka henüz açıklanmadı. 2020 ortalarında markamızı dillendirmeye de başlayabileceğiz.

Sonuçta ortaya çıkan araç, İtalyan Pininfarina tarafından ete kemiğe, ya da daha doğru bir tabirle metale ve plastiğe büründürülmüş bir prototip. 200 HP ve 400 HP’lik iki versiyona sahip olacak olan bir kompakt SUV’u temsil eden bu prototip, güçlü versiyonda 4 tekerlekten çekişliyken baz versiyonda arkadan çekişli olarak sunulacak. Menzil de versiyona göre farklılık gösterse de 500 km’nin üzerine çıkabilecek. 30 dakikada şarjı yüzde 80 seviyesine çıkartmak mümkün olacak. Ve bilinenler de zaten bununla sınırlı. Üstelik bunlar da günümüz şartları için geçerli rakamlardan ibaret. 2022’de başlayacak üretime kadar tüm pil ve yazılım teknolojileri yakından takip edilecek ve olası güncellemelerle daha iyi bir sonuç elde etmenin önü açık olacak. Fabrika Bursa’nın Gemlik ilçesine kurulacak ve ciddi devlet desteği görecek. Üretime 2023 yılında tanıtılan ikinci konsept olan sedan karoserli versiyonla devam edilecek ve 15 yıl içinde 5 modele ulaşılacak. Bunlardan bir tanesinin kompakt van olması biraz ilginç, zira ölmekte olan ve Türkiye pazarında hiç varlık gösterememiş bir sınıftan bahsediyoruz.

Prototiplerin İtalya’da üretilmesi üzerine çok konuşuldu ama aslen konuşulması gereken araçların sacının değil bilgisinin nereden geldiği. Zira günümüzde bin satır yazılım bin katır metalden daha değerli. Hal böyle olunca da pillerin lisanslı değil kendi üretimimiz olması akıllıca bir seçim. Umarız tüm yazılımlar konusunda bu gayret devam eder ve fikri hakları Türk sermayesine ait bir yapıdan bahsedebiliriz.