İlginçtir ama Mercedes’in orta-üst sınıf SUV’u GLE zorlu bir hayat sürdü. Mercedes’in ilk SUV’u (G Serisi’nin arazi aracı olduğu gerçeğinden hareketle) bundan öncesinde bagaj kapağında ML monogramı taşıyordu, fakat M Serisi olarak anılıyordu. Sonraysa bir gecede GLE’ye dönüştü. Sonuçta BMW X5’in rakibi olan Mercedes modeli yeni nesliyle karşımızda.
GLE’nin tasarımı biraz yorgun hissettiriyor ki model de sürekli bir tasarım eleştirisinin altında. Fakat bu sefer karoserin altındakiler bütün tasarım sorunlarını unutturabilecek türden. Ama ilginç kısımlara geçmeden önce kabine de bakmak lazım.
İç mekanda son dönem Mercedes genetiği hoş bir değişimle görülüyor. E Serisi’ndeki gibi 4 tane havalandırma çıkışı var ama bu sefer yuvarlak yerine köşeli çıkışlar tercih edilmiş. A Serisi gibi merkezi kumanda birimi olarak genişçe touchpad kullanılıyor ama touchpad arazi sürüşlerinde faydalı olabilecek tutamakların arasına konumlandırılmış. Bunun dışındaki genel bileşenler aynı: Büyük ekranlar (12,3 inç), hem gösterge tablosu hem de multimedya ekranı için kullanılıyor ve malzemeler de son dönem Mercedes ışıltısına sahip. MBUX arayüz ve dokunmatik ekran da GLE’ye A Serisi’nden gelen donanımlar arasına.
Aracın aks mesafesi son dönemlerde görmeyi unuttuğumuz biçimde 8 cm artmış. Böylece 3 metre sınırına (2995 mm) yaklaşmış ve doğal olarak iç mekandaki kullanım alanlarında hissedilir bir artış olmuş. İsteyenler bu fazladan alanı 3. sıra koltuklar için kullanıp GLE’yi 7 koltuklu bir minibüs haline getirebileceği gibi isteyenler de 825 litrelik bagaj hacmiyle kuru yük taşımacılığına girişebilecek. Bu irilik ve rakamsal üstünlük bu sınıf için normal ama bu SUV’un 0,29 cW’lik rüzgar direnç katsayısı gerçekten takdire değer.
Peki karoserin altında nasıl teknolojiler gizli? Öncelikle GLE, pazardaki 48V elektrik sistemine sahip ender modellerden biri. Üstelik bu yüksek kapasiteli elektrik sisteminin hakkını verebilecek oyuncaklara da sahip. Örneğin E-Active Body Cortrol. Sistem Mercedes klasiği olan havalı süspansiyon sisteminin bir adım ötesi. Sistemde her bir tekerleğin hem yaylanma hem de darbe emiş performansları anlık olarak ve birbirinden bağımsız bir şekilde kontrol edilebiliyor. Teorik olarak sistem GLE’nin her bir köşesinin yüksekliğini farklı bir şekilde ayarlayıp örneğin bir tekerleğini havaya kaldırabilir. Sistemin GLE’ye hem asfalt üzerinde hem de arazide fazladan avantajlar getireceği iddiası tabii ki yola çıkmadan kanıtlanabilecek türden değil.
Bunun dışında 4Matic 4 tekerlekten çekiş sistemi, 6 ve 8 silindirli versiyonlarda çok plakalı bir orta diferansiyelle desteklenecek. 4 silindirli versiyonlarda güç ön/arka aks arasında standart olarak 50:50 dağıtılıp tutunma zorluğu çeken lastik frenlenirken, büyük motora sahip versiyonlar çok plakalı orta diferansiyel sayesinde gücü fren müdahalesi olmadan akslar arasında dağıtabilecek. Üstelik bunu yaparken sınır da gökyüzü, güç 0:100 oranında bile dağıtılabilecek. Tahmin edersiniz ki otonom sistemlere giriş konumundaki bir dizi yardımcı sistem GLE’nin donanım listesine eklenebilecek.
Motor kaputu altında şimdilik bizlik bir durum yok. İlk etapta GLE450 adı altında 3,0 litrelik motorla gelecek olan GLE’nin diğer motor seçenekleri ilerleyen dönemde tanıtılacak. GLE’nin kaputu altında 4 silindirli motorlar yer alacağı şimdiden açıklandı ve bunun anlamı da 2,0 litrelik motorlara sahip olacağı.
Mercedes GLE’nin 2019 yılı başlarında piyasaya sunulması bekleniyor. Fakat GLE ABD’de üretiliyor ve güncel durumda yüksek gümrük vergileri nedeniyle ülkemize gelmeyebilir.
