Malumunuz bir süredir en önemli problemimiz yerli otomobil markamızın olmayışıydı. Ne yazık ki kimse Tofaş’ın geliştirip başka markalarla pazarladığı araçları ya da Karsan’ın projelerini dikkate almıyordu. Bu noktada imdada ateşi alan neredeyse her atölyenin ürettiği “süper spor otomobiller” yetişti. Kimi 1,5 litrelik dizel motora sahipti kimininse hiç motoru yoktu ama ortak noktaları fiberden imal edilmiş ve her göz zevkine hitap etmeyen gövdelere sahip olmalarıydı. Sonuçta Devrim Projesi’nden sonra dünya çok ilerlemişti ve bizim bu farkı kapatmak için çok çalışmamız gerekiyordu.

Aslına bakarsanız otomobil üretmek o kadar da zor bir iş değil. Sonuçta tekniği bilinen, üretim tecrübesi serbestçe paylaşılan ve yaygın olarak dağıtılan bir objeden bahsediyoruz. Bir marka yaratmaksa o kadar da kolay değil. Aslında son dönemde yapılmak istenen de bu; yerli bir otomobil markası yaratmak. Belki bunun için farklı bir üreticinin ürününün yeniden isimlendirilmesi yolu mantıklı olabilir. Sonuçta Hyundai ve Proton da üç aşağı beş yukarı işe böyle başladı.

YerliCadillac

Şu anda TÜBİTAK tarafından yapılan da bu. Ne yazık ki tercih edilen donör pek bizim alkışlayacağımız türden değil. Anlaşılan o ki, Türkiye bir şekilde Saab teknolojisine yatırım yapıyor ve Saab raflarından seçilen ürünse Saab 9-3 ve onun kuzeni Cadillac BLS. Peki bu ikisini yanlış kılan ne?

Öncelikle BLS hakkında pek bilginiz olmayabilir, hatta adını hiç duymamış da olabilirsiniz. Fakat bu nedenle kendinizi kötü hissetmenize ya da otomobil bilginizden şüphelenmenize gerek yok. 2006 yılında Cadillac’ın Avrupa pazarında başarılı olması için Saab tarafından geliştirilip üretilen modelin adı BLS. Saab 9-3’ün Cadillac tasarım detaylarıyla yeniden tasarlanmasından ibaret olan BLS o kadar başarısız oldu ki, Cadillac bugün BLS’nin varlığını adeta reddediyor. Bu sayfada gördüğünüz tüm fotoğrafları Google’ın fotoğraflar bölümünden “aşırmak” zorunda kaldık çünkü Cadillac’ın ve GM’in resmi basın sitelerinde BLS’nin fotoğraflarına yer verilmiyor.

Yerliotomobil006 Yerliotomobil002

İşin daha ilginci BLS ve 9-3 zamanında orta sınıf bir sedanlardı; BLS’nin boyu 4,68 metre ve aks mesafesi 2,68 metre. Bu ebatlar bugünlerde kompakt sınıfa denk geliyor ama iç mekanında kullanılan malzemeler ve motor uyumluluğu hep orta sınıf dikkate alınarak projelendirilmişti. Bu nedenle de iki model de sadece 1,9, 2,0 ve 2,8 litrelik Saab motorlarıyla üretildi. Hatta Epsilon platformunda üretilen modeller arasında küçük hacimli motora sahip olan sadece Opel Vectra’ydı, o da zayıf bir 1,6 litrelik benzinli motora sahipti. Birilerinden motor alır uydururuz diyenler için, bir motor/şanzıman ikilisini uygun olmadığı bir altyapıya uydurmak o kadar da kolay değil.

10 yıl önce geliştirilmiş bir model, güncel güvenlik anlayışı için de kötü bir seçim. Eğer markamızın tüm dünya tarafından bilinen bir otomobil markası olmasını istiyorsak, bu önemli hale gelecek. Epsilon platformu bunun için iyi bir başlangıç noktası değil. Bu platformu güncel elektronik sistemlerle uyumlu hale getirmek, ve hatta ilerleyen dönem için 48 Volt’luk elektrik sistemiyle donatmak da çok kolay ya da ucuz olmayacaktır.

Sonuç olarak yerli otomobil markası istiyorsak elbette bir yerlerden başlamamız gerekiyor ama bize soran olsaydı en iyi başlangıç adresi olarak Epslon platformunu seçmezdik. Dahası bahsedilen Ar-Ge çalışması ya da prototip gibi tanımlamalar 10 yıl önce geliştirilmiş ve muhtemelen paketler içinde gelip birleştirilmiş bir otomobil için biraz abartılı kaçıyor.