VW’nin belaya fena batmış durumda. Emisyon testlerini kandırmak için otomobillerin beynine yerleştirilmiş bir programa sahip olmak yeterince büyük bir sorun değilmiş gibi, bunu 11 milyon otomobilde yapmak gibi bir hataya düştüler. Kimi araştırmalara göre bu skandalı temizlemenin bedeli 70 milyar dolara kadar çıkabilecek. VW ise konuya biraz daha iyimser yaklaşıyor gibi: hatalı yazılımdan kurtulmak için 6,5 milyar dolarlık fon ayrıldı.

Sonuçta bu yazılım hatalı emisyon raporlarına sebep olmuş ve kimi ülkelerde 1,6 litrelik ve 2,0 litrelik dizel motorlara sahip araçların yola çıkabilmesi için ağır emisyon testlerinden geçmesi gerekiyor. Ne yazık ki veya neyse ki (olaya bakış açınıza göre değişir, çevreyi düşünüyorsanız ne yazık ki, cebinizi düşünüyorsanız neyse ki) Türkie o ülkelerden biri değil. Doğuş Otomotiv’in konuyla ilgili açıklaması da tam bunu anlatıyor. Türkiye’de, söz konusu dizel motorlara sahip araçların kullanımında herhangi bir sorun yok. Kaliforniya’nın 40 katı yüksek azot oksit, Türkiye için tam kıvamında temiz bir değer anlamına geliyor. Bunun nedeni bizim ciğerlerimizin astım ve kansere karşı 40 kat daha korumalı olduğu gerçeğinden kaynak alıyor; genetik olarak şanslıyız anlayacağınız.

Lafın kısası, bu haberimizde daha önce de belirttiğimiz gibi eğer VW Grubu’nun skandala kaynak olan dizel motorlarından birine sahipseniz, keyfini çıkartın. Tabii bu noktada, VW küresel bir hareket planı açıkladığında muhtemelen Doğuş Otomotiv’in de bu plana sadık kalması gerektiğini atlamamalıyız. Bu da hile yapan yazılımın ortadan kaldırılması, motorların da söz konusu emisyon normlarına uygun şekilde tekrar programlanması anlamına gelir. Yeni yazılımsa muhtemelen güç verilerinde ve daha önemlisi güç üretim karakterinde ciddi değişiklikler yapıp motorun tüketim ve performans karakterini olumsuz yönde değiştirecektir.